Pazar, Haziran 03, 2012

Safe: Beklentileri Aşan Bir Statham Filmi


Aksiyon ikonu geleneğinin günümüzdeki yegane bayraktarlarından olan ve bu yönüyle bu satırların yazarı gibi birçoklarının takdirini kazanmış Jason Statham cephesinde işler çok iyi gitmiyor bir süredir. Filmogrofisinde ara ara kötü filmlerin yer alması değil bahsettiğimiz, daha ziyade gişede eski performansının uzağında seyretmesi. En son 2008'de Transporter 3,Death Race ve Bank Job ile bu manada başarılı bi yıl geçiren Stath,sonrasında sadece Expendables ile gişede gün yüzü gördü ki o da birçok yıldızı kadrosunda barındıran bir filmdi. Bundan sonraki proje seçimlerinde biraz farklı bir güzergah izlemesi şart gibi görünüyor yoksa 90'ların sonunda Van Damme,Stallone ve diğerlerinin başına geldiği gibi teatral gösterime girmeyen B filmlerinin aktörü haline gelebilir. Sırada Taylor Hackford ve Brian De Palma gibi namlı yönetmenlerle çalışacağı iki projesi var,bir de Stallone'un senaryosunu yazdığı bir film. Bakalım son yıllarda üzerine yapışan klişelik hissini üzerinden atabilecek mi göreceğiz.

Bu ay içinde gösterime giren son filmi Safe bu noktada ilginç bir film çünkü hasılatı itibariyle bekleneni veremeyen Statham filmlerine eklenen son halka olmasına rağmen gişesine tezat bir şekilde nitelikli bir aksiyon sineması örneği. Safe gibi gayet düz ve sıradan bir isimle yola çıkılması dışında olumsuz bir özelliği bulunmayan böyle bir filmin seyirciden gerektiği kadar ilgi görmemesi üzücü olmuş. Bir şekilde tüm New York mafyasının peşine düştüğü bir kızın kurtarıcılığını üstlenmek durumunda kalan geçmişi karanlık bir karakterin hikayesini anlatan Safe, çok özgün olmamakla beraber eli yüzgün düzgün yazılmış bir senaryodan yola çıkıp yönetmeninin maharetiyle parlayan bir film. Filmogrofisinde bugüne kadar pek de kaydadeğer bir işi olmayan Yakin, beklenmedik biçimde şık ve stilize aksiyon koreografileri barındıran bir filme imza atmış. Safe gibi tür sineması örneklerinde artık çok sık karşılaşılmayan bu durum, filmi bağrımıza basma sebeplerimizden de biri aynı zamanda. Paul Greengrass (Dan Bradley'nin de katkısıyla) Bourne serisinde harika bir iş çıkartmış olsa da bu filmden sonra aksiyon janrına egemen olan aktüel ve bir o kadar da sallantılı kamera kullanımı, arada Vantage Point gibi iyi örnekler haricinde çoğunlukla filmin izlenilirliğini düşüren bir etken oluyor. Birkaç ay önce gösterime giren Safe House bu noktada ideal bir örnek,o filmde de sarsıntılı görüntülerin arasında cool birşey oluyorsa da anlaşılmama gibi bir sorun yaşanıyordu. Yakin işte bu "cool" action kavramını hakkıyla yerine getirerek iyi bir tür sineması örneği ortaya koymuş. Bundan sonraki işlerinde bu çıtasını daha da yükseltir umarız.


Safe,Jason Statham için canlandırdığı karakter itibariyle de görece farklı bir film zira Luke Wright ne bir Frank Martin ne de bir Chev Chelios. İlkinin coolluğundan,ikincisinin mizahından da yoksun,karanlık ve dramatik bir figür. Dolayısıyla Stath'in burda aktörlük kumaşını bir nebze de olsun zorladığını belirtmek gerek. Stath dışındaki yan rollerdeki oyuncu kadrosu ilginç biçimde karizmatik adamlardan müteşekkil (Anson Mount,Chris Sarandon,Robert John Burke vs) bu da filmin tonuna ilginç bir katkıda bulunmuş. Zaten Boaz Yakin'in senaryosu mafya figürleri,politikacılar ve polislerin kolkola hareket ettiği karanlık ve sert bir gerçekçilikle bezeli bir New York portresi çizerken,oyuncu seçimindeki isabet de hikayenin bu yönüne katkıda bulunuyor.