Pazar, Nisan 03, 2011

Californication 4.sezon


 
Sıkıntılı yazarımız Hank Moody'nin (David Duchovny) dördüncü sezon yolculuğu da geçtiğimiz hafta içinde tamamlandı. Geride bıraktığımız yılın finalini, bir farklılık yaparak acaba bundan sonra ne olacak duygusuyla noktalayan "Californication", Hank'in ta ilk sezonda yediği bir haltın, yani eski sevgilisi ve çocuğunun annesi Karen'ın (Natasha McElhone) evlenmek üzere olduğu adamın reşit olmayan kızı Mia'yı (Madeline Zima) düdüklemenin sonuçları ile yüzleşmesi ile geçirdi bu yılı.
 

Hank ile Mia arasındaki muhabbet dizinin başlangıcındaki tetikleyici hikayelerden biriydi. Zira ortada Hank'in yargılanmasında bahsedildiği gibi reşit olmayan bir kızla zorla cinsel ilişkiye girme durumu falan sözkonusu değildi, tam tersine Hank Mia tarafından ayartılıyor ve her zamanki kaçamaklarından biri olarak gördüğü bu kızın kim olduğunu, kaç yaşında olduğunu sonradan öğreniyordu. 
 

Tabi karakterinin en tanımlayıcı özelliği bulduğu her deliğe aletini sokmak olan bu adamın sütten çıkmış ak kaşık olduğunu iddia etmek güç olsa da, samimi bir şekilde nedamet duyduğu nadir hadiselerden biri olması hasebiyle önemli bir yan hikayeydi bu. Ayrıca Hank'i içine düştüğü yaratıcılık krizinden kurtaran da bu olay olmuş ve mevzuyu konu edinen "Fucking&Punching" isimli yeni romanını yazmasına vesile olmuştu. 
 
 
Tabi sosyapat eğilimleri olan Mia romanın taslaklarını çalmış, kendi yazmış gibi yayınevlerine pazarlamış, Hank'i de aralarında olan biteni Karen'a anlatmakla tehdit ederek sindirmişti. Tabii üçüncü sezonun sonunda Mia'nın foyası meydana çıkmakla kalmadı, aynı zamanda Hank'in yaptığı da ele güne duyurulmuş oldu...
 
 
 
4.sezon Hank'in hem Amerikan mahkemelerinde, hem de kızı ve kızının annesi nezdinde kendini aklamaya çalışmasıyla geçti. Nihayetinde muvaffak oldu da, zira bu adam ne bok yerse yesin çevresindekilerin bir şekilde sempatisini kazanmayı biliyor, o şekilde tasarlanmış bir karakter. Hatta o kadar ki, nerdeyse özdeşleşecek hiç bir olumlu niteliği olmamasına karşın seyirci olarak biz de kendimiz Hank'in tarafını tutarken buluyoruz. 
 
 
Bu noktada esas aslan payı şovun yazar kadrosuna ait, çünkü dialogların yazımında resmen döktürüyorlar. Popüler kültür referanslar, incelikli espriler ve argonun gayet edebi ifadelerle karıştılarak kullanılması gibi hasletleriyle senaristler birinci sınıf bir işçilik sergiliyorlar. Tabi bu diyalogları kusursuz bir şekilde oyunculuklarına aktaran aktörlerin de hakkını yememek lazım, başta David Duchovny ve Evan Handler gelmek üzere bilimum oyuncu kadrosu çok iyiler. Bu noktada "Fucking&Punching"in film uyarlamasında Mia karakterini canlandıracak aktris rolünde kadroya dahil olan Addison Timlin'e ayrı bir parantez açmak lazım, zira resmen bu sezona damgasını vurdu kendisi.


"Californication", "Nip/Tuck"ın açtığı yoldan ilerleyen bir dizi, ama farklı bir rota takip ediyor. Daha ilk bölümünün girişinde bir rahibenin kilisenin orta yerinde Hank'e oral seks yapmasını içeren bir rüya sahnesine yer vererek sansüre muhal mevzularda elini korkak alıştırmayacağını ele güne belli etmiş olsa da, "Nip/Tuck"da görülen modern toplum eleştirisine burada rastlamak pek mümkün değil.
 

Şüphesiz "Californication"daki karakterler de bohem yaşantıları çerçevesinde yaptıkları sorumsuz hareketlerin bir şekilde sonuçlarına katlanmak durumunda kalıyorlar yer yer. Ama son tahlilde ortaya çıkan genel tablo, bu yaşantıya dair güzelleme olmasa da bir çeşit hiciv olarak nitelendirilebilir, olumsuz yanlarıyla birlikte eğlenceli ve güzel taraflarının da resmedildiği bir tablo. 
 

Aslında kağıt üstünde çok birşey vaat etmeyen böyle bir hikaye yapısının 4 sezon boyunca sürükleyici kılmayı başaran da Tom Kapinos'un başını çektiği yazar kadrosu. Mart ayı içinde 5.sezon için kanalla anlaşmanın yapıldığını açıklayan Kapinos, önümüzdeki yıl Hank'in kitabının film uyarlamasının başarısıyla yeni bir yola gireceklerini belirtmiş. Bu sezon özellikle ilk bölümleriye epeyce bir dramatik sularda yüzdü zaten, -hoş hiç de fena durmamıştı aslında zira bana göre ilk sezondan sonraki en başarılı yılını geçirdi dizi- ama gene de böylesi bir ton değişikliği fena durmaz heralde..