Perşembe, Eylül 15, 2011

Click


Adam Sandler komedi yeteneği tartışılmaz bir adam ama filmlerine genelde kaba bir mizah anlayışı hakim. Son filmleri itibariyle bu durum iyice dibe vurmaya başladı zaten(Grown Ups ve Just Go With It, Madison Riley ve Brooklyn Decker'ın varlıkları dışında "izleyecek" hiçbir şey barındırmıyordu nerdeyse). Bu yıl içinde gösterime girecek yeni filmi Jack&Jill de web aleminde şimdiden topa tutulmaya başladı bile.

Cepheden bakınca ucuz komediyle bezeli çapsız filmlerin adamı gibi görünse de esasında dramatik rollerin altından da kalkabilen bir adam Sandler. Bu alandaki en kalbürüstü performansını sergilediği Reign Over Me başka bir yazının konusu ama 2006 tarihli Click de aslen bir komedi filmi olsa da beklenmedik derecede dramatik öğeler barındıran bir film. Adam Sandler'ın canlandırdığı Michael, ailesinin hayat standartlarını yükseltmek için canını dişine takarak çalışan bir mimar. Öte yandan yoğun çalışma temposundan ötürü ailesine yeterince zaman ayıramamaktan muzdarip. Bi gün ne idüğü belirsiz bir mağaza çalışanı tarafından kendisine zamanı ileri geri sarabilen bir kumanda verilince istediği şekilde zamanını ayarlayabileceğini düşünüyor. Ama kumandanın kendine özgü bir çalışma düzeni var ve işler hiçte Michael'ın umduğu gibi gelişmiyor.  İşine daha çok odaklanabilmek için her fırsatta ailesine ayıracağı zamandan çalan Michael'in bu tavrı, kumandanın bir süre sonra otomatiğe bağlamasına sebep oluyor. Michael işiyle alakalı temposuna odaklandıkça kumanda ailesiyle ilgili bölümleri otomatik sardırmaya başlıyor. Fakat kariyerindeki yükselme süreci beklediğinden çok daha yavaş gerçekleşen Michael'ın(bir üst kademeye yükselmesi on yılı buluyor) ailesine dair herşeyden kayıtsız bir biçimde ömrü geçiyor. Kendisi bu durumun farkına vardığındaysa işler geri dönülemez bir noktaya varmış oluyor.

Steve Koren ve Mark O'Keefe imzalı bir senaryodan çekilen filmin, yukarıda da belirttiğim gibi en güçlü ve kendisini benzerlerinden ayıran özelliği, komediden drama çok başarılı bir geçiş yapması. Öyle ki bir noktadan sonra nerdeyse gözyaşlarınıza hakim olamıyorsunuz, bu noktada Michael'ın babasını son kez gördüğü son sahne ve yağmur altındaki final sahnesi son derece başarılı. Filmin zamanın değeri ve kısa yaşantımızda nelere öncelik vermemiz gerektiğine ilişkin basit ama etkili mesajı da tesir gücünü arttıran bir etken zira kendi koşuşturmaları içinde zamanın nasıl geçtiğini anlayamayan her seyircinin filmde bir şeyler bulması olası. Hollywood ara ara böyle beklenmedik derecede erdemli filmler çıkartabiliyor. Click de bu manada güzel bir örnek.


Filmin kastının döktürdüğünü belirtmeden geçmemek lazım,özellikle Sandler ki zaten ziyadesiyle filmi sürükleyen de o. Ama yan rollerde David Hasselhof ve Christopher Walken da müthişler,özellikle Walken. Kate Beckinsale ve Katie Cassidy güzellikleriyle, çocuk oyuncular Joseph Castanon ve Tatum McCann da şirinlikleriyle filme renk katmışlar. Sandler'ın tatsız tutsuz komedilerden uzaklaşıp daha böyle kendini dramatik olarak zorladığı filmlere yöneldiğinde neler yapabileceğine dair iyi bir örnek Click. Ayrıca entellektüel anlamda belki çok ses getiremese de  üzerinden yıllar geçse bile defalarca bıkmadan seyredilebilecek filmlerden. Bu da onu kıymeti bilinmemiş ama bir bakıma kült bir film haline getiriyor bence.