Salı, Mart 15, 2011

Drive


Dövüş filmleri, her zaman sadık bir hayran kitlesine sahip olsalar da çok saygınlıkla yadedilmezler genelde. Buna gerekçe olarak da bu filmlerin aksiyona odaklanıp güçlü bir hikaye ve karakterlere sahip olmak gibi sinemasal kaygılardan uzak olmaları gösterilir. Halbuki sinema sanatının zanaat boyutu göz önüne alındığında bu filmler büyük bir alın teri, emek barındırmaktadırlar. Hollywood usülü filmler fazla güvenlik kaygısıyla hareket ettikleri için aynı etki düzeyine sahip olmasalar da uzakdoğu mahsülü dövüş filmleri her daim insanın ağzını bırakacak bir işçiliğe sahiptirler. Jackie Chan filmleri bunun en en güzel örneğidir. Tabi burda bahsini yaptığımız filmler uçmalı,süzülmeli kılıç dövüşü filmleri olan wuxia (bkz. Hero) türünü kapsamamaktadır.

Marc Dacascos da bu janrın hollywood ayağının önemli figürlerinden biridir. Gene türün kalbürüstü örneklerinden olan (ve ayrı bir yazıyla değineceğimiz) Only The Strong'la yıldızı parlayan oyuncu, akabinde Cradle 2 the Grave, Double Dragon gibi filmlerde rol almış, arada yetenekli yönetmen Christophe Gans'la işbirliği yapıp Brotherhood of the Wolf gibi farklı denemelere de girişmişti. Sonra bizdeki buzda dansın orjinal amerikan versiyonunda yer almak gibi lüzumsuz hareketlerle karizmasını sarsan aktör en son Sultanın Sırrı isimli Türk filminde zuhur etti, birbiri ardına kötü kariyer tercihleri yapmaya devam etmekte yani...


1997 yapımı Drive ise, sadece Dacascos'un değil usa menşeli dövüş filmlerinin de zirve noktalarından birini teşkil ediyor bana ve birçoklarına göre. Guyver isimli, benim görmediğim bir manga uyarlaması ile tanınan Steve Wang'ın yönetmenliğini üstlendiği filmin şahane dövüş koreografilerine imza atan isim ise Koichi Sakamoto. Vücuduna beden gücü ve hızını arttıran bir modül yerleştirilen Toby Wong'un peşindeki kafa avcılarından kaçış mücadelesini konu edinen film zamanında direkt video piyasası için çekilmiş. Fakat genelde ikinci sınıf nitelikte olan bu tarz filmlerden farklı olarak üst düzey bir yönetmenlik-oyunculuk bileşimine sahip olmakla kalmayıp geniş çapta gösterime girmiş değme aksiyon filmlerinden de daha sürükleyici ve başarılı bir senaryoya sahip. Koreografisi itibariyle Hong kong aksiyon sinemasının tipik özelliklerini taşıyan Drive, Sakamato ve dublör ekibinin dehası ile Dacascos'un yeteneklerinin birleşimiyle sinema tarihinin en iyi dövüş mizansenlerinden bazılarını barındırıyor. Filmin ilk yarısında şantiyedeki kovalamaca ve özellikle de oteldeki baskın sahneleri bu manada hayranlıktan ağzınızı açık bırakacak derecede iyi. Dacascos'un yanısıra yan rollerdeki isimler de böyle bir filmden beklenmeyecek derecede başarılı performanslar sergilemişler. Kadeem Hardison, Toby'ye kaçışında zoraki eşlik eden zenci rolünde filmin mizahi tonunu tayin ediyor. Baş kötü adam rolünde karikatürize bir tipleme yaratan John Pyper-Ferguson ve daha o zamanlar kariyerinin başlarında olan ve bir iki yıl önce hayatını kaybeden, dengesiz ama bir o kadar da sempatik otel sahibesi rolünde harikalar yaratmış Brittany Murphy, Hardison'a bu noktada baya yardımcı olmuşlar. Toby'nin gelişmiş modeli rolünde japon aktör Masaya Kato da son derece isabetli bir tercih olmuş.

Filmleri tv'de izleyip keşfettiğimiz zamanlardan kalma olmasıyla şahsım için nostaljik niteliğe sahip filmlerden olan Drive, defalarca izlense dahi insanı sıkmayan ve her seferinde aynı keyfi seyircisine vadeden filmlerden ki benim gözümde klasiğin tarifi budur.