Wachowski'lerin James McTeague'nin yönetmenlik kariyerini başlatmasına ön ayak olmalarına benzer bir şekilde Mel Gibson da asistanı Adrian Grunberg'e el vermiş senaryosunu yönetmenle ortak yazıp yapımcılığını üstlendiği bu filmle. Ama Grunberg, McTeague kadar kısmetli bir adam değilmiş demek ki zira ilk yönetmenlik denemesi Gibson'ın Hollywood'daki itibar kaybının gölgesinde ABD'de sinemalarda gösterilmeden direk VOD yoluyla seyircisiyle buluştu. Bir bakıma yazık olmuş çünkü yer yerinden oynatacak özgünlükte olmasa da eli yüzü düzgün ve sinemalarda gösterim şansı bulan birçok benzerinden daha nitelikli yapım karşımızdaki. Özellikle senaryo hanesinde akıcı dialogları ve iyi tasarlanmış başkarakteriyle göze batan film, Gibson'ın da halen bir filmi sürükleyebilecek kapasiteye sahip olduğunu ve filmin protoganisti Gringo gibi karakterleri oynamak için biçilmiş kaftan olduğunu da hatırlatıyor bizlere. Yönetmen Grunberg'in de gelecek vaadeden bir isim olduğu söylenebilir,özellikle giriş bölümünde yer alan sınırdaki kovalamaca gibi birkaç sahnede yönetmenlik ışıltısına rastlamak mümkün. Fakat yabancı basındaki genel kanaatin aksine ben görüntü yönetimini hiç de başarılı bulmadım. Doğal ışık kullanımı belki bir noktaya kadar filme bir otantiklik kazandırmış ama uzun zamandır dijitalle çekildiğini bu kadar seyircisinin gözüne sokan görsellikte bir film izlememiştim,bence filmin eksi hanesine yazılabilecek bir nokta bu. Bir de ABD'de filmin isminin Get The Gringo'ya çevrilmesi,o da baya amele bir hamle olmuş.