"Independence Day" daha gişeye çıkmamışken iki ayrı yanardağ filminin çekimlerine başlanmıştı bile. Bunlardan ilki 97 Ocak ayında gösterime giren "Dante's Peak", diğeri de ondan 3 ay sonra seyirciyle buluşan "Volcano"ydu. Hollywood'un o dönem faal stüdyo yönetmenlerinden olan, hala aktif olsa da eskisi kadar rağbet görmeyen zanaatkar Roger Donaldson tarafından çekilen "Dante's Peak" volkan bilimcisi Harry'nin (Pierce Brosnan) 9 yıl öncesinde Kolombiya'da bir yanardağ patlamasında nişanlısını nasıl kaybettiğini göstererek hikayesine giriş yapar. Sonrasında pek bir yere varmayan ve karakterin film içindeki genel izleği itibariyle biraz manasız duran bu ayrıntıdan sonra sönmüş bir yanardağın eteklerinde kurulan ve adını filme veren bir
kasabada artmaya başlayan sismik aktiviteleri kontrol etmek için
gönderildiğini gördüğümüz Harry, kasabanın çekici ve dul, 2 çocuk annesi belediye başkanının rehberliğinde ölçümlerine başlayan Harry çok geçmeden yaklaşmakta olan bir felaketin izlerine rast gelip kasaba halkını alarma geçirse de yanılması halinde bu alarm halinin ekonomik yansımalarının kasaba için asıl felaket olacağı konusunda kendisine fırça atan amiri tarafından bloklanır. Uyarıları kaale alınmayan iyi niyetli bilim adamı klişesi felaket filmlerinde çokça karşılaştığımız bir şey olsa da Harry haklı çıkıp volkan gerçekten patladığında saçma kararlar alma vazifesini bu sefer başkanın çocuklarıyla kayınvalidesi alır ve yanardağın eteklerine onları kurtarmak için gitmek durumunda kalır ikili. Sonrasında asit havuzuna dönüşen bir gölde erimekte olan bir tekneyle yolculuk, kaynananın kendini feda etmesi sayesinde herkesin ölümüne sebebiyet vermeden nihayete erse de gene kasabayı boşaltma aktivitelerinin gerisinde kalan ikili ve çocuklar bir tünelde sıkışıp kalırlar. Neyse ki Harry'nin arabasına almayı akıl ettiği bir uyarı cihazı sayesinde yardım ekibi kendilerine ulaşmayı başarır ve film mutlu sonla biter.
Brosnan'ın bir bilim adamı için biraz fazla iyi görünümlü olması "Dante's Peak"i inandırıcılık noktasında biraz farklı bir noktada konumlasa da aktörün bizim çocukluğumuzun ikonlarından olan Linda Hamilton ile kimyası gayet yerindedir ve iki yıldız isim filmi sırtlamayı başarırlar. Öte yandan filmin esas yıldızı çoğunluğu pratik olarak gerçekleştirilmiş olan felaket efektleridir. Aradan geçen 25 yıla rağmen halen görkeminden birşey kaybetmemiş olan bu sahneleri izleyip tümüyle CGI da yaratılmış San Andreas gibi modern felaket filmleriyle "Dante's Peak" karşılaştırıldığında pratik vfx'in kaybolup gitmekte olan bir zanaat olmasına hayıflanmamak elde değildir. Yönetmen Roger Donaldson da filminin tempo ve gerilimini ayarlamakta çok ustadır, görüntü yönetmeni Andrez Bartkowiak ile birlikte Linda Hamilton'ın ödül törenine yetişmesi, patlamadan sonra askerlerin şehre geldikleri sahne gibi şahane birkaç plana da imza atarlar. Dutch açısını lüzumundan fazla kullandıkları su götürmez bir gerçek olsa da ikilinin proje için çok ideal bir seçim oldukları aşikardır. Bir Felaket filminden bekleyeceğiniz herşeyi fazlasıyla sunmasına rağmen bugün hakkı fazla teslim edilmeyen, meraklılarınca keşfedilmeyi bekleyen 90'lar popüler sinema örneklerinden biridir "Dante's Peak".
"Volcano"nun yönetmen koltuğunda ise daha çok "Bodyguard"la bilinse de aslında bugün artık bir klasik kabul "Threads" başta gelmek üzere birçok iyi televizyon filmiyle isim yapmış olan Mick Jackson yer alır. 1943 yılında Mexico City'de durduk yere ortaya çıkan ve takip eden 9 yıl boyunca aktif kalan Paricutin yanardağından esinlenerek yazılmıştır senaryo. Los Angeles'ta metro çalışmalarında yer alan bir grup işçi bir deprem sonrası feci şekilde yanarak can verince şehrin acil durumlardan sorumlu biriminin başında yer alan Mike Roark (Tommy Lee Jones) olayla ilgilenmesi istene ilk kişilerden olur. Yardımına başvurduğu jeolog Amy (Anne Heche) şehirde bu aralar yoğun olarak gerçekleşmekte olan depremlerin yer kabuğunda yeteri kadar açılmaya sebebiyet verip magmanın şehrin kanallarında dolaşmaya başladığını ve bir noktada patlamasının an meselesi olduğu noktasında Mike'ı uyarsa da Mike tarafından gerçiştirilir ve tabii ki çok geçmeden Amy haklı çıkar, Mike da kızıyla birlikte kendisini felaketin ortasında bulur. Rodney King ve L.A. ayaklanmasından 4 yıl sonra çekilen film ırkçı olduğu aşikar bir polisle tutukladığı bir zencinin felaket karşısında el ele verdiği bir sahne barındırması ve yan rollerden doktor karakterini asya-amerikalı bir oyuncuya teslim etmesi cihetiyle de politik doğruculukla naiflik arasında salınan bir etnik çeşitlilik algısını da içerisinde barındırır. Jackson'ın yönetimi bir Roger Donaldson dinamizminden yoksundur ve efekt çalışması da "Dante's Peak" kadar başarılı değildir. Öte yandan ilginç bir çıkış noktasından hareket ederek seyircisine eğlenceli bir 90 dakika geçirtmeyi de bilir yönetmen. Yan rollerde henüz yıldızları bugünkü kadar parlamamış olan bir Don Cheadle ve John Carroll Lynch'in ın yanı sıra Keith David ve Gaby Hoffman'ın da aralarında bulunduğu oyuncu kadrosu, rakibinden öne geçmeyi başardığı noktalardan biridir.
Eğer araştırma zahmetinde bulunursanız her iki filmin de bilimsel açıdan bir dolu hatayla dolu olduğunu görmeniz mümkün olsa da ikilinin içinde "Dante's Peak"in bilimsel manada muadilinden daha gerçekçi olduğu belirtilegelmişdir. "Volcano" dünya çapında 122 milyon dolar hasılat yaparken "Dante's Peak" 179 milyona ulaşmayı başarmıştır ve bundan öte diğer kıyaslarda da "Dante's Peak" bariz bir üstünlük kursa da "Volcano" da tümüyle başarısız addedilemeyecek kendi ölçeğinde vakit ayırmaya değer bir yapımdır.