Ben Foster'ın canlandırdığı Roy'la kendi röntgenine bakarken tanışıyoruz. İlerleyen bir hastalığı var,kanser sanırım. Haliyle durumdan memnun değil, doktordan çıkar çıkmaz soluğu patronunun yanında alıyor. Gözü korkutulması gereken birileri var, Roy da bu iş için en ideal isim anlaşılan. Vakit gelip çattığında ise işler bir hayli ters gidiyor ve Roy kendini yollara düşmüş kaçarken buluyor. Üstelik yanında bir bonusla; Elle Fanning'in canlandırdığı fahişe Rocky..
Ben Foster çok hayranı olduğunu söyleyemeyeceğim bir aktör ama bu rolüne kattığı fiziksellikle etkileyici bir iş çıkarmayı başarmış, adamın tipine bakınca bu alemin insanı olduğunu ve başının çaresine bakmakta sıkıntı yaşamayacağını intibasını bırakıyor insanda. Fanning her zaman olduğu gibi etkileyici ama kadın bir yönetmenin elinden çıkma bir film için Rocky karakteri fazla çaresiz ve ilgiye muhtaç bir şekilde resmedilmiş, o da eline verilenle en iyisini yapamaya çalışıyor. Filmde Lili Reinhart, Maria Valverde ve Beau Bridges de ye alıyorlar ama rolleri birer ikişer sahnede görülüp kaybolmaktan ibaret. Film yüzde 90'ı itibariyle Roy ve Rocky karakteri üzerinden ilerliyor, Foster ve Fanning de filmi bir noktaya kadar taşımayı başarıyorlar. Ta ki hikayenin düğümünün çözülmeye başladığı noktaya değin. Buradan sonra film bir dengesini kaybediyor, özellikle oteldeki yüzleşme sahnesinde görüldüğü üzere oyunculuklar bile bir zıvanadan çıkıyor. Başlardaki baskın sahnesinde mevzuya hakim bir yönetmen izlenimi uyandıran Melanie Laurent, sonlardaki kaçış
sahnesinde aynı ritmi tutturamadığı gibi hikayenin ucunu da elinden
kaçırıyor. Esasında gayet trajik boyutları olan bir öyküyü yeterince
vurucu bir biçimde bitiremiyor, diyaloglarda ekonomik bir tavır
tutturayım derken sahnelerin gücünü azaltıyor, dramatik potansiyel yok
yere harcanıyor.
Nihai olarak önümüze gelen film ise her yönüyle sıkı başlayıp aynı güçte sonlanmayı başaramayan, hikayenin barındırdığı dramatik imkanlar düşünülünce ister istemez hayal kırıklığı uyandıran bir iş olmuş. Pişman etmiyor, artıları eksilerinden çok; ama keşke de dedirtiyor nihayete erdiğinde.