Pazar, Haziran 11, 2023

Özür Dilerim


İlk "Çok Güzel Hareketler Bunlar" ekibi içinde en komik skeçlerin arkasındaki isimler olmaları ile göze batan Zeynep Koçak ve İbrahim Büyükak 2016 yılında beraber yazıp rol aldıkları "Küçük Esnaf" ile sevimli bir filme imza atmışlar ama ortaklıklarının devamı gelmemişti ne yazık ki. Büyükak akabinde tekil olarak kaleme aldığı "Yol Arkadaşım" ve "Bayi Toplantısı" gibi işlerde etrafını yetenekli oyuncularla doldursa da aynı eğlence düzeyini yakalayamamıştı bir türlü. Yeni filmi "Özür Dilerim" de bu makus talihi değiştirememiş ne yazık ki. 


Şimdiye kadar saydığım tüm filmlerin yönetmenliğini yapmış Bedran Güzel'den bayrağı devralıp bu sefer kamera ardına kendi geçen Büyükak, yanına kankası Oğuzhan Koç'u da alıp "Yol Arkadaşım"ı  andıran bir yol filmine imza atmış gene, gerçi bunun yolculuk kısmı çok da fazla değil. Tam düğün arefesinde nişanlısından (Gizem Karaca) ayrılmakla kalmayıp kardeşi Koray'ın (Oğuzhan Koç) evlenme teklifini de berbat eden Erkin'in (İbrahim Büyükak), dedesinin para vaadi neticesinde kardeşi ve eski nişanlısı ile helalleşme amacıyla çıktığı yolculuğun hikayesini anlatan filmde işler hiç de Erkin'in umduğu gibi gitmiyor tabii ki. 
 

Genelde ebleh ya da saf kalpli karakterlere hayat veren Büyükak burada biraz daha köylü kurnazına yakın birini canladırıyor. Ondan aşağı kalır değil yanı olmayan Oğuzhan'ın karakterinin aşırı erotik bir evlilik hayatı yaşadığı kilolu eş ile "terminator" kayınpeder figürleri hikayeye renk katan özgün eklemeler olsalar da tam manası ile değerlendirilebildiklerini söylemek güç. İşin yolculuk kısmı fazla da sürmeyip hedef güzergaha tez zamanda ulaşılmasından mütevellit filmin ikinci yarısı eski nişanlısının yeni nişanlısı ile düğün yapmak üzere olduğu bir Ege şehrinde geçiyor. Burada tanıştığımız yeni karakterlerin filmin komedisine herhangi bir olumlu katkıları yok maalesef. 
 

Gizem Karaca Türk dizi sektörüne yetecek derecede bir oyunculuk düzeyine sahip olsa da kesinlikle bir komedi oyuncusu değil. İbrahim Büyükak'la zerre miktarda bir kimyasal uyuma da sahip değiller, o kadar ki filmde söyledikleri kardeş oldukları yönündeki yalan sevgili olmalarına nispetle daha inandırıcı geliyor. Neyse ki Gizem Karaca gerek yüz hatları, gerek ideal boyuttaki göğüsleri ve sütun bacaklarıyla "bakması" güzel bir yaratık Allah'tan. Ege sahillerinde geçen bir film sonuçta, daha fazla bikinili sahnelerde yer verilseymiş keşke kendisine, filme dair ağzımızda hoş bir tat kalırdı en azından. Neyse, ne bu kız, ne de bu kız çevresinde gelişen olaylar nezdinde güldürebilen bir yeri yok filmin. Hatta yok teknede birbirine sürtünerek kaşınma, yok birbiriyle dans etme gibi gereksiz gey göndermelerle dolu mizah yaratma çabaları acı verici hale geliyor bir noktadan sonra. Hele teknedeki suratına işeme sahnesi ile kına gecesine "renk" katan striptiz bölümlerini izledikten sonra "siz nerde yaşıyorsunuz bilader" derken buluyorsunuz kendinizi. Yani, olmamış sevgili seyirci, Gizem Karaca'nın bu film ekseninde çok da temaşa etme imkanı bulamadığımız taş vücudu bile filmi izlenebilir yapmaya yetmiyor.