Pazartesi, Aralık 25, 2023

Thanksgiving


Eli Roth'un "Grindhouse" için yaptığı "Thanksgiving" sahte fragmanı, kariyerinde yaptığı en kaliteli iş olmasının yanı sıra o projeye dair muhtemelen en akılda kalan şeylerden biriydi. O zamandan beri "Machete" gibi uzun metraj bir versiyonunun çıkacağı söylendi durdu ama aradan 15 yıl geçtikten sonra ancak gerçekleşebildi. Plymouth kasabasında bir şükran gününde yaşanan trajik bir hadisenin tam bir yıl ertesinde işlenmeye başlayan cinayetleri bir grup lise öğrencisi ve Patrick Dempsey tarafından canlandırılan kasabanın şerifi ekseninde anlatan "Thanksgiving" geneli itibariyle eğlenceli bir seyirlik olsa da esin kaynağı fragmanın vadettiği çılgınlık düzeyine erişemiyor maalesef.
 

70'lerde geçen ve retro bir estetiğin hakim olduğu orjinal fragman, bir hindiye aşık olan bir çocuğun, söz konusu hindi babası tarafından kesilince tüm ailesini katledip akıl hastanesine düşmesini, büyüdükten sonra da kasabasına dönüp ortalığa dehşet saçmasını konu eden bir film vadediyordu. Roth zaten yapacağı uzun metrajı fragmanda gördüğümüzün bir rebootu olarak görüp çıkış noktası olarak modern bir mefhum olan ve her Kasım ayının sonunda Şükran günü ile çakışan alışveriş manyaklığının zirvesi "Kara Cuma"yı seçmiş. Kurduğu hikaye çatısı çerçevesinde mantıklı bir tercih olsa da 70'lerde geçen eski usül bir kan festivalini izlemeyi tercih ederdim şahsen. Filmin girizgahını teşkil eden süpermarket faciası, ilerleyen dakikalarda izleyeceğimiz kan revanının habercisi olacak şekilde kanlı ama aynı zamanda bir kara komedi tarzında olmuş. Bundan sonra gerçekleşen her bir cinayette aynı tonajı korumayı başarıyor Roth ve filmin eğlencesinin belli bir düzeyin altına düşmesini önlüyor fakat bunların hiçbiri orjinal fragmanı özgün yapan sapkınlık düzeyine yaklaşmak şöyle dursun yeltenmiyor bile. Fragmanı izleyen herkesin aklına kazınmayı başaran doldurulmuş cesetten şükran günü ziyafeti, trombolin bıçaklaması, hindi kostümlü adamın kelle uçuşu falan gibi görüntüler bir şekilde filmde yer alıyor olsalar da aynı düzeyde bir rahatsız edicilik seviyesine ulaşamıyorlar hiç bir şekilde ki birçok sahneyi çok daha iç kaldıracak noktaya götürebilecekken kendini tuttuğunu hissedebiliyorsunuz yönetmenin. Zaten artık içine düştüğümüz woke zamanlardan mıdır nedir kan revan noktasında gene bir raddeye kadar eli bol davransa da seks ve çıplaklık olaylarına bir sahne hariç hiç bulaşmamayı tercih etmiş Roth ki geçmiş filmlerine aşina olanlar bilir, bu hususta çok da utangaç bir insan değildir kendisi. Dolayısıyla fragmandaki hindi düzme sahnesinin de izine rastlamak mümkün olmuyor burda. 3-4 dakikalık bir izlencenin 90 dakikalık bir uzun metrajdan daha etkileyici olmayı başarması nerden bakarsanız bakın ilginç bir fenomen.


Normalde yeni nesil genç oyuncular beni feci şekilde bayıyorlar -son dönem "Scream" filmleri bunun en güzel örneği- fakat buradaki oyuncu kadrosunu gayet sinematik ve izlemeye değer buldum. Başta en merkezi karakteri canlandıran Nell Verlaque gelmek üzere Tomaso Sanelli, Addison Rae, Jenna Warren, Milo Manheim ve Jalen Thomas Brooks'dan müteşşekil oyuncu kadrosu seyirciyi irrite etmeden kendilerini izletmeyi başarıyorlar. Hikayenin son evrede biraz dağılmaya başladığını düşününce bu daha da önemli bir ayrıntı haline geliyor çünkü, çocuklar kendilerini bir nebze de olsa önemsememizi sağlıyorlar öyle ya da böyle. Çok daha akılda kalıcı olabilecekken kaçırılmış bir fırsat olsa da gene de ayaklarının üstünde durmayı başarabilen, artısı eksisinden fazla bir korku sineması örneği "Thanksgiving" son tahlilde.