Perşembe, Ekim 15, 2020

Throwback 20: Me, Myself & Irene - Peter & Bobby Farrelly

"The name's Hank, fuckface!"

Farrelly kardeşler 90'larda komedi deyince akla gelen ilk isimlerdendi. Kendilerinin yanı sıra Jim Carrey'nin de patlama yapmasına vesile olan "Dumb&Dumber"ın üzerine 4 sene sonra gelen "There is Something About Mary" ile birlikte krallıklarını ilan eden ikilinin Carrey ile tekrar bir araya gelmeleri zamanında benim gibi sinemaseverlerin dört gözle bekledikleri bir hadiseydi zamanında, hatırlıyorum. Neticede ortaya çıkan film hem Carrey hem de Farrelly'ler için kariyerlerinde zirve noktası olan ve üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen hala keyif verebilen "Me, Myself & Irene" oldu. Karısı tarafından terkedildiği yetmediği gibi kendisinden olmayan üç tane siyahi çocuğun da babalığını üstlenen fazla iyi niyetli Charlie'nin yıllar sonra içinde birikenlerin kişilik bölünmesi neticesinde patlamasının hikayesini anlatan film baştan sona bir Jim Carrey şovu. Birçok sahnede doğaçlama yaparak rol arkadaşlarının samimi tepkiler vermesine sebep olmasından tutun da Renee Zellweger'in kendisini tekmelediği sahnede dublör kullanmayarak sahnenin mizah dozunu arttırmasına kadar tümüyle kendini verdiği bir yapım bu. Aktörün vakti zamanında bir filmi taşımakla kalmayıp nasıl zirvelere çıkarabildiğinin en bariz örneklerinden olan "Me, Myself & Irene" burada anlatmaya kalksak sığmayacak birçok klasik sahneyle dolu ama herhalde finalde aktörün Charlie ve alternatif kişilik Hank arasında gidip geldiği sahne Carrey'nin döktürdüğü sahnelerden biri olarak diğerlerinden bir nebze önde. Sadece Carrey'nin değil Farrelly'ler de tüm hünerlerini sergileyerek, kullandıkları parçalarda bile mizahı elden bırakmayıp nasıl iyi komedi filmi yapılır dersi veriyorlar bu filmle ( Charlie'nin "my ass is so sore" lafının üstüne çalan şarkıda "it goes deep inside of you" sözünün yer alması gibi:)). Kardeşlerin alameti farikası olan belden aşağı mizahı absürdlükle birleştirebilmelerinin en olgun ve başarılı örneği "Me, Myself & Irene". Zaten akabindeki hiç bir filmlerinde -her ne kadar Peter Farrely yönünü dramaya çevirip Green Book ile Oscar a oynamış olsa da- aynı başarıyı yakalayamadılar. Hakeza Jim Carrey'nin son iyi komedi filmi de buydu,sonrasında "Eternal Sunshine" ile başka mecralarda başarıyı yakaladıysa da 90'lardaki formunu bir daha tutturamadı. Zaman önüne düşeni aşındırıyor, elden gelen bir şey yok ama böyle filmleri izleyip ne kadar büyük bir komedyen olduğunu hatırlayınca niye daha fazlasını göremedik sonrasında diye düşünmeden de edemiyor insan.