Perşembe, Temmuz 14, 2022

The Man from Toronto


Patrick Hughes, "Hitman's Bodyguard" filmleri sağolsun son yılların aksiyon komedi denince akla gelebilecek ilk isimlerden biri haline gelmeyi başardı. Hal böyle olunca kadrosunda hem Kevin Hart hem de Woody Harrelson'ın yer aldığı yeni bir film yapmaya başladığı haberi bünyede bir heyecan yaratmıştı ister istemez ama nihai sonuç bu beklentileri karşılamaktan uzakta ne yazık ki. Esasında üst düzey başarısız bir fitness hocası olmasına rağmen talihsiz rastlantılar sonucunda kendini yasadışı dünyada bilumum işkence yöntemiyle bilgi edinebilmesi sebebiyle namı almış yürümüş Toronto'lu adamın (Woody Harrelson) yerine geçmiş olarak bulan Teddy'nin (Kevin Hart) hikayesi girişi itibariyle beklentileri bir nebze yükseltiyor olsa da ilerleyen bölümlerde bunun devamı getirilememiş maalesef. Gerek Hart gerekse de Harrelson komedi anlamında kendilerini kanıtlamış isimler aslında ama ne aralarında çok uyumlu bir kimya oluşturabilmişler ne de senaryo bu aktörlere komedik yeteneklerini göstermeleri noktasında yeterli imkan sağlayabilmiş. Ne derece doğaçlama olduğunu kestirmenin mümkün olmadığı diyaloglar yoluyla aktarılan şakalar da çoğunlukla güldürmekten aciz. Bu tarz filmlerde son derece gereksiz bulduğum "ufak dozda da olsa bir duygusal ton katalım kaygısı" da filmi ciddi şekilde örseliyor. Kaley Cuoco'nun sürpriz varlığı ile senaryoyu bir nebze canlandırma çabalarına karşın üçüncü perdesi itibariyle bocalamaya başlayan "The Man from Toronto" finalde yer alan spor salonundaki dövüş sahnesi sayesinde yönetmen Hughes'in güçlü olduğu noktaların bir demosunu sunmuş olsa da bunu tüm filme yaymayı becerememişler maalesef. Çok boş vaktiniz varsa göz atmalık bir yapım, tıpkı bir çok Netflix filmi gibi.