Perşembe, Kasım 10, 2022

Undisputed II: Last Man Standing (2006) - Isaac Florentine


Scott Adkins'i dövüş filmlerine meraklı herkesin radarına bir anda sokmayı başaran "Undisputed 2" video piyasası için çekilen devam filmlerinin bir örneği esasında. Hollywood'un olağan uygulamalarından biri, ortalama bir başarı sağlamış filmlerin orjinal film ekibiyle ilgisi olmayan devam filmlerini çekmek; "8mm", "Butterfly Effect", "American Psycho", "Street Kings" vs. nice film var bu uygulamadan nasibini alan. 2002 tarihli Walter Hill filmi "Undisputed"i bu saydıklarımızdan farklı kılan yanı, kadrosunda Wesley Snipes, Ving Rhames, Michael Rooker ve Wes Studi gibi ağır abileri bulunduran bu filmin şahsen ben izlememiş olsam da gördüğüm kadarıyla ne gişe düzeyinde ne de eleştirel anlamda kayda değer bir varlık gösterememiş olması. Gene de yapımcı firma Millenium Films, hapishanede düzenlenen boks turnuvası konseptinden dtv piyasasında çok ekmek çıkacağını düşünmüş olacak ki bütçeyi yarı yarıya küçülterek direk videoya bir devam filmi yapmayı uygun görmüş.  Yapımcı Avi Lerner yönetmenliği kendisi de esasında usta bir karateci olan Isaac Florentine'e devretmiş ve o da normalde devam filminde yer alması beklenen Ving Rhames projeden çekilip yerini Michael Jai White'ın alacağı netleşince filmin öyküsünü boks yerine MMA(mixed martial arts) üzerine kurmaya karar vermiş.


Florentine o döneme kadar hepsi de video için çekilmiş 7 filmde imzası olan bir isim olsa da dtv piyasası için bile çok da bilinen bir isim değildi. Scott Adkins "Unleashed", "Accidental Spy", "The Medallion" gibi aksiyon filmlerinde ufak roller alarak Jackie Chan, Sammo Hung ve Jet Li gibi üstatların tezgahında kendini geliştirirken bir yandan da BBC pembe dizilerinde oyuncu olarak da ekmeğini kazanmakla meşguldü. Michael Jai White ise "Spawn", "Exit Wounds", "Kill Bill" gibi filmlerde farklı ölçeklerde roller üstlense de dtv piyasasına ait bir isim olmaya namzet bir kariyere sahip olacağının belirtilerini gösteriyordu.


Esasında senaryodaki haliyle Yuri Boyka karakteri, karşısında yer alacak Michael Jai White gibi baya enine boyuna heybetli bir figür olarak tasarlanmış ki rol için ilk düşünülen isim de Dolph Lundgren olmuş. Dolayısıyla yönetmen Florentine kendisindeki cevheri idrak edip bir önceki filmi "Special Forces"da da ufak ama yeteneklerini gösterebileceği bir rol verdiği Adkins'i Boyka için önerdiğinde baya bir dirençle karşılaşmış zira Adkins, fiziksel ebatları itibariyle insan gibi bir insan. Neyse ki Adkins'in uçak tekmelerine şahit olan herkes eninde sonunda ikna olmuş da bir efsanenin doğuşuna şahit olmuşuz.

Wikipedia'dan öğrendiğimiz kadarıyla ilk filmin kötü adamı olan George Chambers, karakteri Ving Rhames'den devralan Michael Jai White'ın suretinde bu filmin ana karakteri. Düşüşte olan boks kariyerini Rusya'ya kadar gelip votka reklamlarında boy göstererek kompanse etmeye çalışan Chambers, yerel polisin odasına uyuşturucu yerleştirmesiyle kendisini bir anda çetin bir Rus hapishanesinde buluyor. Kendisine bu tezgahı kuran mafya babası Gaga (Mark Ivanir), söz konusu hapishane içerisinde yürütülen dövüş turnuvasından iyi para kaldırıyor ama Yuri Boyka ismindeki bir mahkum ringe çıkan herkesin tozunu attırdığı için karşısına çıkaracak dişli bir dövüşçü ihtiyacı içinde ve çareyi Chambers'ı içeri sokmakta buluyor. İçine düştüğü dalavarenin henüz idrakinde olmayan Chambers'ın ise böyle bir niyeti yok, zaten çok sevimli bir adam da değil, menajerinden tut hücre arkadaşına kadar önüne gelene posta koyan, kibirli ve itici bir adam. Özgürlüğüne tekrar kavuşabilmek için Boyka'nın karşısına çıkıp onu yenmekten başka bir çaresi olmadığını çok geçmeden idrak ediyor tabii.
 

Video piyasası için yapılmış bir filme göre iyi tasarlanmış bir hikayesi var "Undisputed 2"nin. Chambers burnu büyük ve sevimsiz bir adam olarak girdiği hapishaneden zafere ulaşmak için başkalarının yardımına ve arkadaşlığına ihtiyacı olduğunu idrak eden, başkaları için karşılıksız iyilik yapabilen bir adam olarak çıkıyor, Jai White da bu dönüşümü yansıtmakta gayet başarılı. Hapishane yönetimince caza olsun diye Chambers'ın hapishane bahçesindeki bir direğe bağlanarak karlı havada titretildiği gecenin akabinde diğer mahkumların kendisini battaniye ve berelerle bezemeleri gibi dokunaklı sahnelerin de yer aldığı bu yolculukta Chambers'ın yanında yer alan Crot ve Stevie gibi karakterler de Eli Danker ve Ben Cross gibi sağlam oyuncular tarafından canlandırılıyor olmalarının da etkisiyle, belli bir derinlikleri olan ve hikaye aktıkça başlarına ne geldiğini umursamaktan kendinizi alamadığınız insanlar haline geliyorlar. Derinleştirilmesi bundan sonraki filmlerde gerçekleşecek olan ve en karton haliyle bu filmde arz-ı endam eden Boyka bile "dünyadaki en kusursuz dövüşçü olmak" gibi bir derdi olan ve bu hedefe ulaşırken rakibinin ilaçla uyuşturulması gibi kendi gayretine halel getirecek hareketleri affetmeyecek ölçüde delikanlı birisi olaak resmediliyor.


"Undisputed 2"yi türün meraklılarının gözünde bir klasik haline getiren özelliği hikayesi değil tabii ki, eşsiz dövüş sahneleri. Isaac Florentine ve ilk kez bu filmde tümüyle bir filmin dövüş koreografisinden yegane sorumlu olarak görev alan J.J.Perry, Adkins'in yerçekimine meydan okuyarak tekme atabilecek yeteneklerini görür görmez ne tarz bir cevher bulduklarını idrak etmişler belli ki, filmin dövüş boyutu bütünüyle Adkins'in insan üstü yetenekleri üzerine kurulu. Jai White gayet iyi bir dövüşçü ve rolünün hakkını fazlasıyla veriyor ama en nihayetinde bu film Adkins'in şovu ve o da kendine inanıp güvenenleri mahçup etmiyor. Her bir dövüş sahnesi gayet sert, tekmeleri suratınızda hissedebiliyorsunuz ama aynı zamanda gerçek olamayacak derecede de stilize ve insanı tekrar tekrar izlemeye teşvik edecek derecede iyi tasarlanmış. Bu filmden sonra Adkins'in video piyasası düzeyinde bile olsa bir star haline gelmesi ve bir daha ardına bakmaması boşuna değil. Bu filmin piyasaya çıktığı 2006 yılında amerikan dövüş filmleri neredeyse ölü bir janr haline gelmiş, Van Damme gibi eskinin yıldızları ucuz video filmlerinde boy gösterir olmuşlardı. Böyle bir zamanda böylesine göz alıcı bir şekilde seyirci karşısına çıkan "Undisputed 2" hem kamera önünde hem de arkasında yer alan herkesi bir anda aksiyon sever izleyicinin radarına bir daha çıkmamacasına çıkardı. Her ne kadar artık büyük stüdyo filmlerinde koreograflık yapan, hatta bu yıl "Day Shift" ile ilk yönetmenliğini de gerçekleştiren Perry dışında hiçbiri video piyasasının dışına çıkamamış olsalar da ölçeği ne olursa olsun her birinin yaptıkları işleri dört gözle beklediğimiz gerçeğini değiştirmiyor bu.