Salı, Mart 12, 2024

Ricky Stanicky


Amerikan güreşi takip eden biri olmadığım için John Cena kişisi ile aşinalığım da filmler yoluyla oldu. Wikipedia'ya bakınca 2008'den beri bu işlerin içinde olduğu görülüyor ama 2018'de başrolünde yer aldığı "Blockers" ve "Bumblebee"ye kadar çok kayda değer bir şey de yapmamış ki benim kendisi ile tanışıklığım da bu iki filmle olmuştu zati. Ondan beri bir iki yerde daha karşıma çıksa da bende pek olumlu bir intiba bırakamadı açıkçası, o yüzden normalde bu filme şans vermeyi düşünmüyordum ama bakalım kamera arkasında Peter Farrelly olunca ne değişecek diye merak edip oturdum karşısına. 


Fena bir çıkış noktası yok aslında filmin. 3 küçük velet kendileri bir nane yediklerinde suçu atmak için Ricky Stanicky adını verdikleri bir hayali karakter yaratıyorlar ve her ne hikmetse bir şekilde bu yalan tutuyor. Onlar da yetişkinlikleri süresince de sıkıştıkları yerlerde bu karakterin arkasına sığınarak istedikleri şeyi yapıp yapmak istemedikleri şeylerden kaçınma yoluna gidiyorlar. Tabii bir yere kadar sürüyor bu ve ailelerinin karşısına kanlı canlı bir Ricky ile çıkmaları gereken bir noktada buluyorlar kendilerini ve akıllarına Las Vegas'taki kaçamak bir haftasonunda tanıştıkları bir aktör müsveddesini kiralamak geliyor. 


Kardeşi Bobby ile "Dumb&Dumber 2"den bu yana ayrı çalışan Peter, "Green Book" ile beklenmedik bir başarı sağlayınca akabinde gene Zac Efron'la çalıştığı "The Greatest Beer Run Ever"ı çekmiş ve dikiş tutturduğu bu dramedi kulvarından kaptırıp gidecekmiş gibi bir izlenim vermişti bir süre ama döndü dolaştı gene sulu komedilerde buldu kendini görüldüğü üzere. Buldu bulmasına ama her ne kadar geneli itibariyle fena vakit geçirtmeyen bir film olsa da hiçbir noktada da bir Farrelly filminden beklenecek bir komedi düzeyine de ulaşamıyor "Ricky Stanicky". Haşarı bir mizah anlayışıyla nam salmış yönetmen burada kendisini sadece çük şakaları ile sınırlı tutmayı tercih etmiş. Zamanında cücesinden yürüme özürlüsüne hiç kimseyi esirgemediği komedi anlayışının kefareti mahiyetinde olsa gerek cüce ve özürlü aktörlere göstermelik figüratif roller vermeyi de ihmal etmemiş. Eşcinsellik muhabbetlerinin de belli ölçüde mevcut olduğu göz önüne alınınca woke zamanların yaman cenderesinden kendisini sıyıramadığı anlaşılıyor Farrelly'gillerden Peter'ın. Eski işlerinin hayranı bir insan olarak hayal kırıklığına uğramadım desem yalan olur. Samimiyetsiz durmasının yanı sıra komik de olamıyor çünkü filmi.


John Cena'nın role kendini yüzde yüz verdiği aşikar olsa da gene de kendisini çok eğlenceli bulamadığımı söylemem lazım. Esasında fena bir komedi oyuncusu olmayan Zac Efron saz bütünüyle Cena'nın eline verildiği için burada biraz fazla düz adam sami pozisyonuna düşmüş, karakterine de sulu sepken bir komedi için gereksiz duran bir bir drama faktörü yüklenmesi de cabası. Üçlünün diğer iki elemanını ilk kez burada gördüm, her ne kadar siyahi olan bir noktaya kadar idare eder olsa da turuncu renki arkadaşı hiç eğlenceli bulamadım açıkçası, çoğu komik diyaloğu da ona kösmüşler sanki seyirciyi güldürebiliyormuş gibi. Neyse ki elemanların eşlerin oynayan Lex Scott Davis ve Anja Savcic hoş hatunlardı da biraz gözümüz gönlümüz açıldı, her ne kadar olmaları gerekenden çok daha arka planda kalmış olsalar da. Velhasılı, dönüşün böyle mi olacaktı Peter Farrelly diyor, konuyu kapatıyorum.