Pazar, Şubat 06, 2011

I Spit On Your Grave


1978 yapımı Day of The Woman, gösterime girdiğinde birçok yasaklara ve türlü eleştirilere maruz kalmış, sinema tarihinin en namı kötü filmlerinden biridir. Çok basit bir şekilde, 4 adamın defalarca tecavüz edip darp ettiklerin bir kadının iyileşmesinin akabinde bunların herbirinden tek tek öcünü almasını hikaye edinir film. Bugünün seyircisi için çok da hazmı zor olmasa da tecavüz ve şiddet sahneleri zamanında baya gürültü koparmış. Filmi asıl ilginç kılan özelliği ise basit ve rahatsız içeriğinin altında feminist okumalara meydan verecek bir alt metne sahip olması ki filmin başında dönen tartışmalardan biri de bu olmuş.


Yönetmen Meir Zarchi filme esin kaynağı olarak başından geçen bir olayı temel almış. Bir gün arabayla giderken yol kenarındaki çalılardan sürünerek çıkmaya çalışan, tecavüze uğramış kanlar içinde bir kadını alıp polise götüren Zarchi, polis memurunun çenesi kırılmış ve konuşamayan kıza tam adını heceletmek gibi anlamsız formalitelerle uğraştığına şahit olunca kızın hastaneye götürülmesi için ısrar etmek durumunda kalmış, ama ilk elde kendi hastaneye götürmediği için de pişman olmuş. Zarchi'nin bu anısı ışığında filme bakıldığında içerik ve bu içeriğin perdeye taşınma biçimi görece anlamlı bir hale geliyor. Bir istismar filmi olarak algılansa da yönetmenin de iddia ettiği gibi istismar amaçlı değil de hikayenin gerektirdiği şekilde sert bir tona sahip bir film Day of The Woman. Tecavüz sahneleri rahatsız edici bir şekilde tasarlanmış ve hiçbir şekilde tecavüzcüleri sempatik göstermek gibi bir çaba söz konusu değil. Bu izleyicinin mağdur kadınla özdeşleşmesine yardım ettiği gibi filme dair feminist algılamalara da alan açıyor. Bu noktada tecavüzcülerden birinin eylemlerine gerekçe olarak kadının giyimini ve hareketlerini gösterdiği diyalog bir zirve noktası teşkil ediyor. Tüm bu ilgi çekici yapısına rağmen sinematografik olarak aynı ölçüde kaydadeğer bir film değil Day of The Woman, 70'ler sinemasının o garip örneklerinden biri..


Zarchi'nin de yapımcıları arasında bulunduğu 2010 yapımı yeniden çevrim, orjinal filmi 1980'de satın alan yapım şirketinin filme layık gördüğü adı almış: I Spit On Your Grave. Bildik bir isim olmayan Steven R.Monroe'nun yönetmenlik koltuğuna oturduğu filmin başrolünde de gene tanımadığımız bir yüz Sarah Butler var. Bu modern versiyonun orjinalinden ayrılan taraflarının başında işin gore kısmına verdiği önem geliyor. Gerçi ben tecavüz sahnelerinde rahatsız ediciliğin sınırlarını zorlamışlardır diye bekliyordum ama bir şekilde orjinal film bu manada daha ileri düzeyde kalmayı başarmış. Yönetmen Monroe mağdur kadının saldırganlara musallat oluşunu belli ölçüde bir gizem perdesi çerçevesinde vermeye çalışarak hikayeyi daha akıcı ve güncel kılmaya çalışmış, yerinde de bir hamle olmuş. İlk filmdeki feminist alt metin burda biraz kan banyosuna kurban gitmiş ama netice mevzuya yaklaşımda bir sapma yok. Sinemasal olaraksa ilk filmden daha ilerde olduğu su götürmez bir gerçek. Başroldeki Sarah Butler güzel bir oyuncu ve rol için ideal duruyor ama iş ortalığı kana bulamaya gelince biraz fazla çıtkırıldım bir görüntü veriyor. Gene de kötü değil zira kolay bir rol değil, umarız kariyeri bundan böyle bir ivme kazanır. Monroe'nun yönetmenlik performansı ve genel olarak filmin niteliği için de aynı şeyler söylenebilir. Eksikleri olan ve geliştirmeye müsait "yeniden çevrimlik" bir filmin, kıvamında bir uyarlaması, izlemesi keyifli bir yapıt..