Fazla ses getirmemiş olsa da "This Is The Police" 2016 'nın iyi oyunlarından biriydi. Kahramanımız Jack Boyd idaresindeki bir polis istasyonundaki günlük vakalarla ilgilendiğimiz bir çeşit karakol simülatörüydü. Elimizdeki belli sayıda personeli idareli kullanmamız gerekiyordu zira aynı anda bir kaç ile birden ilgilenmek gerekiyordu. İlgilendiğimiz mevzular kedileri ağaçtan indirmekten tutun da bir psikopatın rehin aldığı bir kızı kurtarmak arasında gidip gelen her çeşitten görevdi, oyunun ilgi çekici taraflarından biri de bu suç çeşitliliğiydi. Aynı zamanda arka planda süre giden dedektiflik gerektiren soruşturmalarda ip uçlarını topladıkça bunların çözümüne ulaşıyorduk. Oyunun günlük olarak bu şekilde ilerlerken aralarda Jack Boyd'un yozlaşmış politikacılarla ve mafyayla yüzgöz olduğu James Ellroy esintili bir hikaye de akıp gidiyordu.
Oyun yeterli ilgiyi toplamış demek ki geliştirici firma Weappy Studio geçtiğimiz ay ikinci oyunla çıkageldi. İlk oyunu hikayenin sonunu görene kadar oynamamıştım ama anlaşılan başına ördüğü çoraplar Jack Boyd'u bir kaçak statüsüne düşürmüş ve hem FBI hem de mafya peşinde. O da gözden ırak bir kasabada saklanarak günlerini geçiriyor. Ta ki başı yerel polisle derde girene kadar. Ondan sonrası Boyd'un bir şekilde polis istasyonunun idaresini ezik şerif Lilly'den devralması gene ilk oyundaki gibi günlerimizi suçlu peşinde geçirmemizle geçiyor. Ara sahnelerde gene ilk oyunda olduğu üzere basit çizimlerin üstüne dublaj bindirme şeklindeki bütçe dostu yönteme devam edilmiş, arada beliren bir iki kaba animasyonu saymazsak. Bu bölümlerin ilk oyundan en büyük farklılığı,lüzumsuz derece uzun olmaları. Diyalog da diyalog, diyalog da diyalog, bir ara dedim oyun hiç başlamayacak herhalde. Hoş, başladıktan sonra da her günün sonunda aynı rutin devam etti ki bir noktadan sonra artık sardırmaya başladım. Geliştirici ekip elindeki noir hikayeyi çok seviyor orası aşikar, ki esin kaynakları itibariyle belli bir çekiciliği de var ama görsellikte benimsedikleri rafine yaklaşımı konuşmalara da yansıtmaları gerekliymiş. Hikaye anlatmaya çalışırken hikayeden soğutmak başarması zor bir şey.
Bu kısımları sardırdıktan sonra ilk oyundaki konseptte günlük vakalarla ilgilenmeye başlıyoruz. İlk oyuna nispetle burada da yenilikler söz konusu. Bunların en büyüğü mekan basmak ya da rehine kurtarmak gibi senaryolar üzerinde ilerleyen sıra tabanlı strateji bölümleri. Bilmiyorum,belki meraklıları bu kısımlardan keyif almıştır ama ben bir kez daha strateji oyuncusu olmadığımı anladım. Hem oyunun temposuna zarar verecek derecede uzun hem de hata yaptığınızda bedeli ağır olan bölümler ki bu noktada ya gidip tekrar bu kısımları oynamak durumunda kalıyorsunuz ya da hiç bulaşmıyorsunuz ki bu noktada da size ciddi puan kaybettiriyor. Gün sonunda yakaladığınız suçlular, yakalayamadıklarınız, ölümüne sebep olduğunuz siviller vesaire üzerinden puan kazanıyorsunuz ve bu strateji bölümlerini ihmal etmek bu puanlar üzerinde ciddi düşüşe yol açıyor. Her polisin belli bir puan düzeyi var ve becerdikleri görevler arttıkça bu puanlar yükseliyor, aynı zamanda silahşörlük, gizlilik, kuvvet vs. alanlarda çeşitli perk'ler de edinerek karakterler gelişimine de yer açılmış. Bunun yanı sıra her polisin üzerinde taşıyacağı ekipmana da karar verebiliyorsunuz ki gittikleri vakada üzerlerinde nasıl silahlar olduğu yer yer bir hayli önem taşıyor. Her vakanın da gerektirdiği bir puan düzeyi var ve bazen elinizdeki polis gücü buna yetmeyebiliyor, bu nedenle elinizdeki kıt kaynakları ekonomik kullanarak idame ettirmeniz gerekiyor. Oyunun en zevkli kısmı bu yanı zaten ama şahsen ilk oyuna kıyasla daha zorlaştırılmış buldum zira yukarıda bahsettiğim mekan basma bölümlerinin etkisiyle gün sonunda puan toplamak bir hayli zorlaşmış ve ben ilk oyunumda 3 hafta gibi sürede yakayı ele verdim.
Buraya kadar anlattıklarım dışında da oyun bir hayli genişletilmiş, personelin tripleriyle uğraşmalar, yerel para babalarının istekleriyle ilgilenmeler, arkada gene süre giden çeşitli soruşturmalar falan derken içine dalmaya vakti olanları oyalamaya yetecek bir sürü detayla doldurulmuş. Oyun zenginleşmiş zenginleşmesine de şahsen ben ilk oyunun daha sade,daha basit ve rafine yapısını bir hayli aradım devam oyununu oynarken o yüzden "This Is The Police 2"yu selefinin üstüne çıkabilen bir gelişme olarak benimseyemedim maalesef. Demek diyenlerin bir bildiği varmış: "Less is better". Belki her zaman değil ama bazen,özellikle bu oyun için kesinlikle.