Pazartesi, Haziran 15, 2020

Aynadan Yansıyan Hatıralar: Benim Güzel Günlüğüm - Erden Kıral

Şimdiye kadar hiçbir filmini izlememiş olsam da iyi kötü Türk Sinemasında isim yapmış biri olarak Erden Kıral'ın anıları her zaman dinlemeye değer. Zaten tam anlamıyla bir hatırattan ziyade, kariyerinin belli dönemlerine düşülmüş anektodlar bütünü gibi bir kitap,bir çırpıda okunuyor. Onlarda da çok aşırı detaya girmeye tenezzül etmemiş, yaşadılarının kendi çerçevesinden kuru bir dökümünü sunup bazen ufak tefek birkaç yorumla zenginleştirmiş. Bu zenginleştirme kısmına biraz daha eğilse, okuyucuları arasında bulunan sinema yapmaya meraklı insanlar için sektöre ve yönetmenlik zanaatına dair bazı tavsiyelerde bulunsa, yaşadıkları neticesinde öğrendiklerini anlatsa vesaire, biraz daha iyi olurmuş aslında. Yazmaya üşenmiş gibi resmen, bu bahsettiğim çıkarımları okuyucu olarak biz kendimiz yapmak durumunda kalıyoruz. Özel yaşantısıyla ilgili kısımlarda da aynı durum söz konusu; tamam kendisinden gayrısını ilgilendiren bir husus değil ama kariyerinin başında kendisine çok destek çıkmış sonrasında kanserden hayatını kaybetmiş ilk eşi Tezer Özlü'den daha fazla bahsedebilirdi bence.

Tüm bu saydırmalarıma rağmen gene de okunması gereken bir kitap "Aynadan Yansıyan Hatıralar". Yeşilçam'da toplumsal gerçekçi film yapmanın nasıl bir deneyim olduğu, tüm zorluklara rağmen tutkuyla yapılan işlerin uluslararası arenada karşılığını bulacağı hususlarında ufuk açıcı paylaşımları var Kıral'ın. Özellikle Yılmaz Güney'le alakalı kısımlar hem Güney'in öncü sanatçı kimliğini vurgulayıp hem de isminin etrafına örülmüş mitleri yıkma noktasında çok keyifli. Türk sinema tarihine dair envai çeşit kitabı bizle buluşturarak gönlümüze yerleşen Agora Kitaplığına da selam.