Çarşamba, Aralık 07, 2022

Skin Trade (2014) - Ekachai Uekrongtham


Dolph Lundgren'in uzun zamandır yapmayı istediği bir filmmiş bu. Senaryoyu 2006 civarında yazan aktör yönetmenliği de kendi yapmayı düşünmüş en başta ama yapımcılık rolünü de üstlenmesi gerekince vazgeçmiş ve John Hyams'a teklif götürmüş. Oradan bir sonuç çıkmayınca da "Beautiful Boxer" isimli filmini beğendiği için Taylandlı yönetmen Ekachai Uekrongtham'de karar kılmış. Filmogrofisine bakılınca daha öncesinde herhangi bir aksiyon filmiyle işi olmamış, sinemadan çok sahneyle haşır neşir olmuş bir isimmiş Uekrongtham, dolayısıyla ilginç bir tercih kendisi.


Dolph insan ticareti deyince sektörün liderlerinden bir Sırpı (Ron Perlman) yakalamak için farklı servislerin de yardımıyla bir pusu kuruyor ve muvaffak da oluyor. Gel  gör ki bürokratik ve politik baskılarla Sırp bir şekilde serbest kalmayı başarıyor ve yaptığı ilk iş Dolph'un ailesini katletmek oluyor. İntikam için gözü dönmüş tek kişilik bir orduya dönüşen Dolph Sırp'ı tepelemek için soluğu Tayland'da alıyor. Burada Mike Jai White Dolph'u yakalama işini kişisel nedenlerle insan kaçakçılığı ile mücadeleyi kendine mesai edinmiş Tony Jaa'ya devrediyor nedense. Bazı pusular neticesinde ilk başta karşı taraflarda yer alıp kavga etseler de hikaye ilerledikçe güçlerini birleştiriyorlar.


"Skin Trade"e cepheden bakınca ilk dikkat çeken husus oyuncu kadrosu. Lundgren, Tony Jaa ve Michael Jai White gibi aksiyon sinemasının önde gelen isimlerinin yanı sıra Peter Weller, Ron Perlman ve Cary Hiroyuki-Tagawa gibi usta karakter aktörlerini de içeren, arada gözler şenlensin diye Celina Jade'i de içine alan, güzide bir kasta sahip film. Lundgren, Jaa'nın o dönemde yönetmenliğini yapacağı duyurulan bir filmde oynamayı Jaa'nın da "Skin Trade"de rol alması karşılığında kabul etmiş. Gerçi o film de sonradan bitirilmeden kalmış. Zaten Jaa dünya sinemasına "Ong Bak" ve "The Protector" ile bomba gibi düşse de stüdyolarla yaşadığı sürtüşmeler ve setlerde tepki çeken kimi hareketlerinden ötürü kendisine karşı duyulan olumlu intiba ve ümitlerin, yaptığı filmlere gösterilen ilgi ile doğru orantılı olarak azaldığı bir dönemde rol almıştı "Skin Trade"de. Neyse ki bu ve akabinde belirdiği "Furious 7" ile durumu toparladı biraz. 


Sevip saydığımız Michael Jai White filme kötü adam kontenjanından girip, hem Jaa'ya hem de Lundgren'e hayranlığından ötürü filmde yer almayı kabul eden Ron Perlman'a stratejik noktalarda yardım ediyor. Filmin ilk perdesinde davudi sesiyle belirip hikaye Tayland'a kaydıktan sonra bir daha ortalarda görünmeyen Peter Weller, Jai White'ın amiri ajana hayat verirken Celina Jade de Jaa'nın zamanında annesi tarafından insan tacirlerine satılmış kız arkadaşı ve muhbiri rolünde zira kız Sırpın kendisi gibi kaçakçı olan oğlunun işlettiği gece klübünde çalışıyor.


İnsan ticareti gibi gezegendeki en aşağılık işlerden birini işleme amacıyla yola çıksa da mevzuyu çok kaba hatlarıyla ele alıp eninde sonunda intikam peşindeki yaşlı adam kategorisine evriliyor film ve bir çeşit "Death Wish" türevine dönüşüyor. Hatta bu noktaya varması biraz vakit de alıyor zira Dolph'un ailesinin katledilmesi yarım saati buluyor neredeyse. Hal böyle olunca makro bir hikayeyi altı hafif çizilmiş karakterle anlatan bir film olmak yerine klasik bir intikam öyküsüne makro bir arka plan eklenmiş gibi olmuş. Jai White'ın çift taraflı oynayan Yahuda'sı ve Jaa'nın görev adamı polis karakteri bu anlatıyı biraz çeşitlendirip zenginleştimeye çalışsalar da bir yere kadar işliyor. Dolayısıyla yapımcısının gösterdiği azami öneme rağmen insan ticareti üzerine bir yapım olmak yerine insan ticaretini fon edinen bir dtv aksiyonuna evriliyor kolaylıkla film.


İşin aksiyon kısmındaki durum bir nebze daha parlak neyse ki. Aksiyon koreografisinden sorumlu olan Dian Hristov, Alpha Stunt Team üyelerindenmiş ve daha önce Dolph'un dublörlüğünü de yapmış. CGI'a abanmayan eski usül bir aksiyon anlayışı benimsenmiş ve her ne kadar aksiyonu bol bir film denemese de var olan sahneler genelde başarılı. Dolph'un motorsikletle bir pazara daldığı Tony Jaa'lı kovalamaca sahnesi bir DTV filmi için gayet iyi kotarılmış. Gene bu ikisi arasındaki dövüş sahnesi biraz fazla kurgulanmuş olsa da fena değil. Dolph'un Jaa'nın atikliği karşısında yetersizliğinin yanı sıra cüsse avantajının da öne çıkarıldığı bir dövüş sahnesi olmuş. Filmin zirve anı ise Jai White ile Jaa arasındaki dövüş zira White en az Dolph kadar heybetli olduğu gibi Jai kadar atik ve etkili adam tepikleyebilen bir mizaca sahip. Bu sahneyi izledikten sonra keşke tüm hikaye bu ikisinin mücadelesi üzerine kurulu olsaymış derken buluyorsunuz kendinizi, ya da en azından White ile Jaa bir filmde daha karşı karşıya gelsin diye. O zamandan beri bu tekrar gerçekleşmedi tabii.


Filmin merkezinde yer almasına rağmen en zayıf halkası Dolph Lundgren. Aktörün "Creed 2" gibi dramatik bir yapımda performansını çok etkileyici kılan hayattan bezmiş, yorgun duruşu böyle aksiyon yönlü filmlerde tam tersi bir etkiye sahip olup filme zarar veriyor. Çoğu noktada soluk soluğa kaldığını ve etrafındaki koşuşturmacaya ayak uydurmakta zorlandığını fark ettiğimiz yetmiyormuş gibi aksiyonsuz sahnelerde de böyle gönülsüz, sanki mecbur bırakılmış gibi bir oyunculuk sergilemiş. Neticede etkili parçalara sahip olsa da tam olarak etkileyici bir bütüne dönüşememiş bir filmin içindeki ufak arazlardan biri Dolph. Kadrosu için göz atılabilecek ama çok da beklentiye girilmemesi gereken bir yapım.