Robert De Niro'nun son 20 yıla yayılabilecek garip kariyer tercihlerinden biri daha. Tüm zamanların en iyi aktörlerinden biri olduğu çoğunlukça kabul görmüş bu adamın kariyerinin ilk 30 yılına bakıldığında geneli itibariyle dikkatlice seçilmiş, barındırdığı yaratıcı ekip itibariyle daima belli bir kalibrenin üstünde filmlerden müteşekkil olduğunu görmek mümkün. O dönemler De Niro dendi mi içinde yer aldığı film her neyse ağırlığını bir kat arttırırdı ama 2000'lerin gelişiyle birlikte ne olduysa o adam gitti ve önüne gelen projeye evet diyormuş gibi görünen birisi geldi yerine. Al Pacino ve De Niro'nun bu filmde yanında sürüklediği Christopher Walken için de benzeri şeyler söylemek mümkün gerçi. Artık yaşlılık ile birlikte çok da sallamama durumu mudur yoksa paraya falan mı ihtiyacı var bilmiyorum ama şurası kesin, bir Sean Connery, Jack Nicholson ya da Gene Hackman gibi zirvedeyken bırakayım gibi bir derdi yok kendisinin.
"The War with Grandpa" adı üstünde De Niro'nun canlandırdığı dede ile torunu arasında cebelleşmeyi anlatıyor. Mevzu ne; çocuğun odasını dedesine bırakmak zorunda bırakılarak tavan arasına şutlanması. Böyle bir afaki çıkış noktasından hareket eden bir filmin absürtlüğün sınırlarında gezinip zıvanadan çıkarak seyircisini eğlendirme yoluna gitmesi gerekirken kariyeri çocuk filmleri üzerine kurulu olan yönetmen Tim Hill ("Alvin and The Chipmunks", "Garfield 2") sıcak bir aile komedisi yapmaya ahdetmiş gibi görünüyor. Halbuki değişik bir "Evde Tek Başına" türevi olma potansiyeli var aslında filmin ama onun yerine yaşlanmanın zorluğu ve güçlü aile bağlarının önemi üstüne kelam etmeye yeltenen bir film çıkmış ortaya ki tutmuyor. Yani kötü bir film değil ama eldeki De Niro, Christopher Walken, Cheech Marin, Rob Riggle, Uma Thurman, Laura Marano ve küçük kızı oynayan dünyalar tatlısı Poppy Gagno gibi isimlerden müteşekkil bir kadro gereksiz yere harcanmış. Yapımcılar da beklediklerini bulamamış olacak ki 3 yıl önce çekimleri tamamlanan filmi ancak pandeminin göbeğinde gösterime sokabildiler.