Salı, Ağustos 10, 2021

Final Cut: The Making and Unmaking of Heaven's Gate (2005)


Michael Cimino, Hollywood sinema tarihinin en egzantrik yönetmenlerinden birisi. Kariyerine reklamcılıkla başlayıp, yönetmenliğini yaptığı ikinci film olan "The Deer Hunter" ile Oscar'a ulaşmayı başaran Cimino, sinema tarihinin en büyük bombalarından kabul edilen bir sonraki filmi "Heaven's Gate" ile kariyerini bir daha düzelmemek üzere zedelemiş, sonrasında yönettiği bir avuç filmin herhangi birinden de hayır görmemiş bir isim. Doğum tarihi de dahil olmak üzere geçmişine dair farklı farklı beyanatlar verip karşısındaki ile kafa bulmayı seven Cimino, son filmini 1996'da çekmiş sonrasında da iki kitap yazmış, 5 yıl önce de hayatına  veda etmişti. 


Tüm zamanların en ilginç sinematik hadiselerinden biri olan "Heaven's Gate"in yapım sürecini konu edinen ve filmin 25 inci yıl dönümü için çekilmiş olan "Final Cut", filmin yapımcılarından olan Steven Bach'ın bu sürece dair kaleme aldığı aynı isimli kitabının belgesel versiyonu aslında. Michael Epstein'ın yönetmenliğini yaptığı belgeselde Bach'ın yanı sıra filmin yapımında yer almış bir çok isim yer alırken oyuncu kadrosundan Jeff Bridges, Kris Kristofferson ve Brad Dourif'i görmek de mümkün. Zamanında "Heaven's Gate"de ufacık bir rolde görünmüş olan Willem Dafoe da belgeselin anlatıcılığını yapıyor. Oyuncu kadrosunun diğer ağır topları olan Christopher Walken, John Hurt ve Isabelle Huppert görünmüyorlar hiç, hakeza Cimino'nun kendisi de (Bach'ın kitabını tümüyle fabrikasyon olarak nitelemiş olduğu düşünülünce çok da şaşılacak bir durum değil tabii ki).


Cimino'nun filmografisinde sadece "The Deer Hunter"ı izlemiş onu da sıkıcı bulmuş biri olarak "Heaven's Gate"i izlemişliğim yok. Belgeselden keyif almak için izlemiş olmanıza da gerek yok, Hollywood tarihine belli ölçüde aşinalık ve ilgi sahibi olmak belgeselden keyif almak için yeterli. 1920'lerde Charlie Chaplin ve David W.Griffith'in de bulunduğu 4 sanatçı tarafından kurulmuş olup adını da buradan alan United Artists, sanatçı dostu bir stüdyo olarak nam yapmış ve birçok klasiğe imza atmış bir stüdyo. 70'lerin sonuna doğru tecrübeli birçok yöneticisini kaybeden UA, aralarında Bach'ın da bulunduğu bir grup görece deneyimsiz kişinin yönetimine bırakılmış ve onlar da stüdyonun prestijini korumak için Cimino gibi yükselen bir yönetmenle çalışmak için sıraya girmişler. Cimino'nun önlerine koyduğu senaryoyu beğenmeleriyle çalışmalarına başlanan "Heaven's Gate" destanı, Cimino'nun kafasındaki kusursuz başyapıtı çekmek için başkalarının parasını nasıl umarsızca harcadığına dair bir ibret öyküsü olarak da okunabilir aslında. Onaylanan bütçesinin 4 kat fazlasına mal olan, 220 saatten fazla görüntü ile çekimleri biten filmin kurgusu da aylar sürmüş, nihayetinde Cimino 5 saatten fazla bir filmle çıkagelmiş. Küplere binen yapımcıların zoruyla süresi 3 buçuk saate indirilen film seyircinin karşısına çıktığında yerin dibine sokulmuş zira zaten filmin yapım sürecindeki sıkıntılar basında sayfa sayfa yer aldığı için herkesin beklentisi bir facia izlemekmiş ve Cimino'nun filmi de yönetmenin kendi vizyonunda boğulan uzunluğuyla herkese beklediği fırsatı vermiş. Sadece basın ve seyirci de değil, filmlerinin finansmanı için UA'nın kapısında sıra bekleyen birçok yönetmen de şirketin tüm parası bu filme aktığı için Cimino'ya diş biliyorlarmış, haliyle endüstri de ellerini ovuştura ovuştura bu faciayı seyretmiş denebilir.


"Heaven's Gate" günümüzde Criterion listelerinde yer alan, hakkı yenmiş bir başyapıt olduğuna inanan azımsanmayacak bir güruhun sahiplendiği bir film. Cimino'nun elindeki hikayeye dair bir vizyonu olan ve bunu en mükemmel şekilde perdeye dökmek için kendi dahil herkesin limitlerini zorlamaktan çekinmeyen bir yönetmen olduğu aşikar. Zaten filmin yapım ekibindekilerin röportajlarından yaşadıkları tüm sıkıntılara rağmen yönetmenin mükemmeliyetçiliğine ve sanatçılığına duydukları saygıyı hissetmek mümkün. Öte yandan maddi olarak külfetini kendi çekmediği için başkalarının parasını çarçur etmekte bir sakınca görmeyen, kendisine yapılan uyarıları son derece ard niyetli bir şekilde görmezden gelen, ancak filmin kurgusunu yaptırmamakla tehdit edildiğinde çekimi hızlandırmaya yanaşan, kendine ve sanatına son derece hayran megaloman bir karakter olduğu fikrine ulaşmak da gayet mümkün belgeselden. Dolayısıyla başından sonuna bir şeyler çıkarmanın mümkün olduğu, Titanic türevi bir öykü "Heaven's Gate"in sinema yolculuğu. Meraklısı sakın kaçırmasın.