Cumartesi, Ocak 14, 2023

Tulsa King


Sly Stallone bu kadar zamandır niye televizyona kendini atmadığını yıllardır merak ettiğim bi isimdi. "Expendables"ın gazı 2010'ların ilk yarısı sona ermeden tükenmesine rağmen "Creed" sayesinde tekrar kendini sinema izleyicisinin gündemine sokmayı başaran üstat, akabindeki zamanını "Creed" ve "Rambo" devam filmlerinin yanına bir takım DTV filmleri sıkıştırarak geçirdi. Halbuki o zamanı iyi bir diziye kapağı atarak geçirse -ki televizyon dizilerinin altın döneminden bahsediyoruz- kariyeri adına çok daha hayırlı olabilirdi bence. 70'lerden beri sektörde olan birisi olarak eskilerin tv aktörü-film aktörü dikotomisinden kurtaramadı heralde paradigmasını. Dizilerin yorucu çalışma temposuna da herkes uyamıyor, onun da payı olabilir. Yani geç olsun güç olmasın diyeceğim ama izleyecek insan sayısına nispetle lüzumsuz ölçekte çoğalan içerikler ve artan maliyetler sebebiyle dizilerin sapır sapır iptal edildiği,birçoklarının "peak tv" diye tabir edilen altın dönemin nihayete erdiği yönünde kanaate vardıkları bir zamanda televizyona adım atmış olması da manidar. Durdu durdu treni tamponundan yakaladı mı desem, en azından tren gitmeden binmeyi başardı mı desem, ne desem bilemedim.


Ne olursa olsun Taylor Sheridan ve Paramount+ tezgah açmak için gayet ideal platformlar. Sheridan Amerika'nın liberal olmayan izleyicilerine de hitap etmeyi beceren dizileri sayesinde şu an TV aleminin ismi izleyici sayısı ile özdeşleşmiş nadir isimlerinden birisi. Paramount+ da rakiplerine kıyasla içeriğin çoşup taştığı bir platform değil, o yüzden "Tulsa King" gibi belli bir cazibesi olup iyi kötü seyirci çeken her diziye sahip çıkıyorlar ki neticede öyle oldu zaten; gösterilmeye başladıktan kısa bir süre sonra ikinci sezon onayını aldı dizi.


25 yıl hapis yatıp sesini çıkarmayarak ait olduğu mafya ailesinin ipliğini pazara çıkarmayan Dwight Manfredi, çıktığında ailede ait olduğu yere geri döneceğini umuyor ama o koltuklar çoktan dolmuş, kendisine Oklahoma'nın Tulsa şehrinde iş yapacağını söyleniyor. Durumdan hoşnut olmasa da bu yaştan sonra yapacak daha iyi bir şey olmadığı için denileni yapıp Tulsa da işe güce dalıyor Dwight. Gördüğü ilk marijuna dükkanına çöküyor, oradan işlerini büyütüp yerli çetelerle sürtüşür buluyor kendini. Mafya akrabaları ile de ilişkileri çok sıcak değil, hapisteyken bağlarını kopardığı kızı ile yeniden iletişim kurmaya çalışırken öğrendiği kimi gerçekler Dwight'ın sadakat ve bağlılık değerlerini yeniden gözden geçirmesine vesile oluyor.


Sheridan şu an Paramount+'ın imparatoru gibi bir şey. En son sayısı kaç oldu bilmiyorum, herhalde 10'a yakın ayrı dizisi var. Çoğunun senaryolarını da kendisi yazmakta. Birçokları bunun yakında Sheridan'ın elinde patlayacağı konusunda hemfikir. Röportajlarından anlaşılan Sheridan da bunun sürdürülebilir olmadığının idrakinde, ama böylesi bir pozisyon ve özgürlük elde etmişken kendini ve imkanları sonuna kadar zorlamak istiyor anlaşılan. "Tulsa King" de kendisinin pandemi esnasında iki günde pilot senaryosunu yazıp Stallone'u da projeye bizzat dahil ettikten sonra bir hafta içinde Paramount'dan sezon onayını aldığı bir projeymiş. Biraz aceleyle üretildiği belli oluyor açıkçası. Her biri 40'ar dakikalık 9 bölümden müteşekkil sezon başlangıcında Dwight'ın 25 sene uzak kaldığı dünyaya belli bir adaptasyon süreci olacağı ve zorluk yaşayacağını falan bekliyoruz ama yok, girdiği her ortama bukalemnun gibi kolaylıkla uyum sağlamayı başarıyor. Çöktüğü dükkan sahibiyle çok geçmeden kanka oluyor, ATF'den (Amerikan Ateşli Silahlar Bürosu) bir ajan bayanla işi pişiriyor, gittiği barın sahibi ile ortak oluyor vesaire, bir anda kendi has dairesini oluştuyor neredeyse hiç zorlanmadan. Bir tek kızı ile olan ilişkisi nezdinde belli bir iç çatışması var, o da ilerledikçe düzeliyor. Mafya ailesinin veliahtı kendisinden çok hoşlanmıyor başından beri, ilerleyen bölümlerde bunun altı doldurulsa da bir nebze eğreti duruyor, çok da taş koyamıyorlar zaten Dwight'ın tekerine. Özellikle final bölümünde bu hususlar daha bir aşikar oluyor çünkü bütün hikaye damarlarını son bölüme sıkıştırıp 40 dakkada yalapşap çözüme kavuşturuyor Sheridan; yerli motorsiklet çetesi haklanıyor, mafya babasının oğlu kışkışlanıyor, herşey güllük gülistanlık hale geliyor. Yani son sahnede gelecek sezonun altyapısı oluşturuluyor elbette ama çatışma kategorisinde biraz da güçlü bir altyapıya ihtiyacı var dizinin.


Stallone'dan başka birisi tarafından canlandırılsa inandırıcılık sıkıntısı yaşatacak tüm bu ögeler aktörün karizması sayesinde göze o kadar da batmamayı başarıyor ama. İşin özü şu ki Stallone bu dizinin başarısının ardındaki yegane isim; yerine başka birisi konsaydı aynı etkiyi yaratır mı emin değilim. Rocky'nin mafya şubesi gibi duran, delikanlı, özünde iyi yürekli ama mevzu ciddileştiğinde elini kirletmekten çekinmeyen Dwight karakteri Sly'ın üzerine cuk diye oturmuş, biz de seyirci olarak kendisiyle kısa sürede özdeşleşip kaderinin takipçisi oluyoruz, diziyi ayakta tutan da bu oluyor. Yoksa ne Dwight dışındaki karakterlerin herhangi birisi çok iyi tasarlanıp işleniyor ne de Stallone dışında oyuncu kadrosunda öne çıkabilen bir isim oluyor. Şahsen benim gibi aktörün varlığı ve karizması ile yetinebilen bir izleyici iseniz dizinin kusurlarını göz ardı edip keyif almanız mümkün. Ben aldım zira.