Cuma, Eylül 08, 2023

Air


Ne kadar önemli işler becermiş olurlarsa olsunlar, halihazırda hayatta olan insanlar üzerine yapılan biyografik çalışmalar oldum olası beni baymıştır. Kamera önü ve arkasındaki muhteşem ekibe rağmen "Air" de bu durumdan muzdarip maalesef. Michael Jordan'ın daha henüz Michael Jordan olmadığı zamanlarda Nike ile yaptığı ayakkabı sponsorluğu anlaşmasının hikayesini anlatan film cepheden bakınca bir Nike reklamı olacakmış gibi durup bir Michael Jordan reklamı olmayı başaran bir yapım.
 

Filmden öğrendiğimiz kadarıyla 80'lerin ilk döneminde ne Nike bir basketbol ayakkabısı olarak biliniyor ne de basketbolun diğer spor dallarına nispetle daha üst kademelerde yeri var. Nike'ın basketbol ayağından sorumlu pazarlamacılarından biri olan Sonny Vaccaro (Matt Damon) hem Nike'ın hem de basketbol sporunun bu halinden bir hayli muzdarip, çok geçmeden bu durumu değiştirmenin yolunun o dönem daha kariyerinin başlarında olan Michael Jordan'dan geçtiğini farkediyor. Gel gör ki Michael'ın Nike'ın yanına yöresine yanaşma gibi bir niyeti yok, Adidas'ta falan gözü. Rakiplerine göre underdog kalan Nike geleceğin en büyük basketbol yıldızını kafalamayı başarabilecek mi başaramayacak mı, filmin çapası genel olarak bu. Acaba reklam dünyası, kapitalizm vesaire üzerine söyleyecek bir iki şey buldular falan da mı bunu filme çekmeye karar verdiler dedim, ama görebildiğim kadarıyla öyle bir şey söz konusu değil. Tam tersine, inanırsan başarırsın şiarının yılmaz neferi bir Americana öyküsü anlatmanın peşine düşülmüş. Düşülmüş düşülmesine de konu dönüp dolaşıp Michael Jordan'ın bu spor dalının çehresini nasıl değiştireceğine varıyor, bu da bir dolu ikinci el utanmaya yol açacak sahnenin ortaya çıkmasına vesile oluyor. Başta da söylediğim gibi, Jordan mefta olsa idi adamın anısına güzel bir saygı duruşu olabilirdi bu, ama şu haliyle yağlama yıkamadan öteye geçemiyor ve damakta çiğ bir tat bırakıyor. 
 

Filmi yapan ekip genelde sevdiğimiz isimlerden müteşekkil olunca bu daha da üzücü bir hal alıyor elbette. "Gone Baby Gone"dan beri her yönetmenlik denemesini merakla beklediğimiz Ben Affleck, kankası Matt Damon'la bir kez daha karşılıklı rol kestiği  bu filmde aynı zamanda kendisini yönetme şansını da yakalamış. Hatta verdikleri röportajlardan anladığım kadarıyla filmi yapmalarındaki temel saiklerden birisi tekrar beraber çalışabilmek olmuş. Kurdukları yeni şirketin ilk filmi olan "Air" için Robert Richardson gibi usta bir görüntü yönetmeninin yanısıra Jason Bateman, Chris Tucker, Viola Davis, Marlon Wayans ve Chris Messina'dan oluşan ilgi çekici bir oyuncu takımını da filmin ekibine katmayı başaran ölümüne kankalar, gel gör ki ne kadar cilalanıp olduğundan daha derin bir şekilde sunulmaya çalışılsa da eninde sonunda bir reklam anlaşmasının nasıl yapıldığına dair bir film olmaktan öte geçemeyen bir işe atmışlar "Air" ile.