Cuma, Mart 09, 2018

Accident Man


"Expendables 2"de görmeden önce Scott Adkins'in ne adını duymuşluğum vardı ne de herhangi bir filmini izlemişliğim. Halbuki o zamana değin direk video piyasası için yapılan B sınıfı aksiyon filmlerinin kralı olmuştu bile. Filmogrofisinde "Undisputed" serisi ve "Day of Reckoning" gibi belli bir düzeyin üstünde filmler de vardı "Assasination Games" gibi komple çöp filmler de. Hala olmayan şeyse A sınıfı filmlerde bir başrol. Bu noktada aktörün payına düşen "Zero Dark Thirty", "Doctor Strange" gibi filmlerde figüratif düzeyde yan roller ya da "Wolverine" örneğinde olduğu gibi baş aktörün dublörlüğü. Can alıcı nokta ise, eskinin Chuck Norris'lerinin Van Damme'larının Seagal'lerinin günümüz muadili olan bu adamın saydığımız isimlerden en büyük farkının hakikaten bir oyunculuk yeteneğinin olması. Neredeyse 70 yaşına gelmiş Liam Neeson aksiyon adamı olarak keyif sürüyorken Adkins'e aynı düzeyde bir şans verilmemiş olması suç bence.


Neyse, konumuz "Accident Man"e dönersek, daha önce duymadığım bir çizgi romanın bizzat  Adkins tarafından yapılmış film uyarlaması. Yönetmen koltuğunda ise Jesse V.Johnson diye bir arkadaş oturuyor. Adkins tarafından canlandırılan Mike Fallon isminde bir suikastçinin eski kız arkadaşı suikaste kurban gidince sektörden arkadaşlarına savaş açmasının öyküsü  kabaca. Filmin ismi de başkarakterin işlediği cürümlere kaza süsü vermesinden geliyor. 
 

Hikaye son derece düz bir şekilde ilerliyor, herhangi bir twist, şaşırtıcılık falan söz konusu değil. Artık filmlerde çok da sık rastlamadığımız dış ses kullanımı da bir hayli talihsiz olmuş. Diğer taraftan diyalog yazımı ve karakter çalışması bu çapta bir filmden beklenmeyecek derecede başarılı. Film Fallon'ın dahil olduğu suikast klübünün her bir karakterine, eski sevgilisine, eski sevgilisinin yeni sevgilisine (Ashley Greene) vs. herkese belli ölçüde zaman ayırıyor, onları bize tanıtmaya erinmiyor. Çoğu büyük bütçeli Hollywood filminin artık unuttuğu bir hassasiyet bu. Karakterler arası dialoglar da bu vesileyle daha bir kulağa hoş geliyor, filmin bir dövüş filminden ziyade ağzı kalabalık bir kara komedi olmaya öykündüğünü görüyorsunuz. Başta Adkins ve Ray Stevenson olmak üzere aktörler de bunun tadını çıkarıyorlar zaten. "Undisputed 2"den sonra Michael Jai White ve Adkins'i tekrar tepişirken görmek de eğlenceliydi.


Kadronun en zayıf halkası yönetmen Johnson. Her ne kadar B filmi estetiğini aşmayı başarmış olsa da dövüş sahnelerinde bir Isaac Florentine yeterliliğine haiz olmadığı da aşikar. Zaten bu dövüş sahnelerini slow-mo çekmeyi akıl edenin yatacak yeri yok. Aksiyon dışında filmin orta yerinde upuzun bir flashback yapmak gibi garip kurgu tercihleri de filmin temposuna zarar veriyor. Adkins'in sıradaki filmi "Triple Threat"de daha başarılı bir iş çıkarmıştır inşallah. Zira o filmin kadrosu harcamak için fazla iyi.