Cumartesi, Mart 06, 2010

Ninja Assassin



Wachowskigillerden Larry cinsiyetini değiştirip Lana olduğundan beri "Wachowski Brothers" lafzı İngilizcede anlamını yitirdi ama güzel Türkçemizin haremlik selamlığa yüz vermeyen yapısı sağolsun, "Wachowski kardeşler" kalıbı bizde hala kullanılabilir  durumda. "Kardeş"lerin, yönetmenlik kariyerlerinin başlangıcından beri beraber çalıştıkları yapımcı Joel Silver'la beraber eski asistanları James McTeigue'yi de yanlarına alıp bu filmin hazırlıklarına girişmeleriyle "V For Vendetta" ekibi tekrar bir araya gelmiş oldu. Yanlız bu sefer kardeşler senaryoya bulaşmadı ki galiba bu pek akıllıca olmamış, zira filmin en zayıf yönü burası. Matthew Sand'e ait orjinal senaryo tatmin edici bulunmayınca Wachowskilerin ahbabları  Michael Straczynski'ye başvurulmuş yeniden yazım için. Clint Eastwood'un yönettiği "Changeling"in senaryosunda imzası bulunan Straczynski, kendisinden cumaya kadar yetiştirmesi istenilen filmin taslağını üç gün içinde tamamlamış. Hikayeye nasıl bir yaklaşım getirdi bilmemiz mümkün olmasa da ana karaktere bi backstory inşa etmekle uğraşılmış gibi geldi bana, zira film süresinin makul bi kısmını geri dönüşlere harcamış.

Filmin başkahramanın bi geçmişe büründürülmesi, ona bi derinlik katan, motivasyonunu daha anlaşılır kılan, neticede filmin hayrına işleyen bi hamledir, ekseriyetle... Ama söz konusu olan "Ninja Assassin" gibi bi dövüş filmi olunca mevcudiyeti bir nebze tartışılabilir hale geliyor. Zira elinizde süresinin yüzde 70'ini birbiriyle dövüşen insanları gösterek geçiren bi film varsa asıl odaklanmanız gereken nokta bu kısmı ne derece eğlenceli kılabileceğiniz olmalı. Jackie Chan'in özellikle Hong Kong menşeli filmlerini bu kadar iyi yapan esas faktör budur zaten; karşınızda dövüş koreografisi son derece iyi tasarlanmış ama aynı zamanda had safhada eğlence vaadeden bi film olduğunu bilirsiniz, "Who Am I?" ve ya "Armour of God II: Operation Condor" örneğin, bu manada ilk akla gelecek örneklerdir. "Ninja Assassin" de ibresini bu yöne kurup dramaya bulaşmasaymış, ya da haddinden fazla bulaşmasaymış daha iyi bi film olabilirmiş.


Çocukluğunu türlü türlü dövüş filmi izleyerek geçirmiş bi insan olarak artık eskisi kadar ilgimi çeken ilgimi çeken bir tür değil bu, anca böylesi A kalite yapımlar olunca göz atıyorum yada "Matrix" misali tür kırması filmlerin bi parçası olduğunda. Çerçöp niteliğinde sürüyle filmle karşılanca insan biraz daha seçici oluyor, zira iyi çekilmiş bir dövüş filmi resital izlemekten farksızdır. Örneklemek gerekirse Marc Dacascos'un başrolünde yer aldığı "Drive" ya da "Only the Strong" bu manada üst düzey filmlerdir ama her yapım bu düzeyi tutturamıyor maalesef. "Ninja Assassin" ise bu yönüyle son derece şık bi film olmuş. Gerçi kan efektlerinin "Zatoichi" filmine benzer kullanımı pek iyi bi seçim değil, ayrıca filmin ninja tasviri de biraz yadırgatıcı. Mübarek ninja değil nazgul sanki; gölgeden çıkmalar, fısıltıyla konuşmalar falan... Esas oğlan Raizo'nun kasıntılığına ayrı bir yer açmak lazım bu noktada zira müneccim gibi bişey eleman, duyulmayanı duyuyo, görülmeyeni görüyo! Yok "geleceğini biliyodum", yok "yalan söylemediğini biliyodum"; ne o, kızın kalbi kalbi özelmiş falan!....

Bu ve benzeri şeylere çok da takılınmazsa eğlenceli ve karizmatik bi film "Ninja Assassin". İki cümle evvel hakkında atıp tutmuş olsak da, filmin başrol oyuncusu Rain filmi sürükleyen öğelerden biri, rolünün hakkını vermiş. Memleketi Kore'de çok ünlü bir şarkıcıyken girişmiş oyunculuk kariyerine, devam etmesinde de bi beis yok bence. Yan rollerdeki Naomie Harris ve Ben Miles da sempatik bi oyunculuk sergilemişler. Meziyetlerine rağmen gişede çok zayıf bir performans sergilemesi şaşırtıcı, en azından "Taken" gibi vasat filmlerin beklenmedik derecede iyi hasılat yaptığı bi ortamda. Bu işlerin çok da keskin bir matematiği olmadığını göstermesi açısından önemli bi durum bu. Yönetmen McTeigue, bu filmde "V"nin düzeyini tutturamış haliyle ama çıtasını düşürmüş de değil, "The Raven"da ne yapacağını sabırsızlıkla bekliyoruz, inşallah orda da senaryodan kaybetmez...