Perşembe, Mart 11, 2010

Oscar: "Deserve's got nothin' to do with it"


Evet, oscarın haketmekle ilgisi yok. Öyle olsa "District 9" alırdı, yada almalıydı, bence. Oscar genelde hep bu sebeple yerden yere vurulur zaten; biçok insanın favorisi olan yönetmenler, filmler görmezden gelinmiştir çünkü. Buna rağmen sinema dünyasının en şaşaalı ödül töreni olmayı da sürdürür. Zaten oylama sistemine bakınca da diğer Cannes, Berlin gibi 5-6 kişiden müteşekkil jürilere sahip ödüllerden daha sağlıklı bi yapısı var, 6000'e yakın akademi üyesi oy kullanıyo neticede. Gelgelelim, bu kadar oylayana rağmen on yıllardır tutturduğu çizginin dışına çıkmamayı da becermiş bi ödül töreni bu. Arada "Rocky"yi "Taxi Driver"a tercih etmek, "Brokeback"e ödül vermemek gibi takdire şayan, kapak hareketler yaptıkları da olmuştur ama yıllardır hep belli tarzda, epik, yada drama türünde filmler ödüle layık görülmüştür. Herhangi bi bilim kurgu, korku, film-noir vs. bi tür filminin ödül almışlığı ise çok nadirdir, benim şu an aklıma gelen bi örnek de yok mesela. Oscarın bu kendince muhafazakar yapısının en güzel örneği 2000 yılındaki törendir. Bir önceki sene sinema tarihi açısından kutsal bi yıldır, o dönemin filmlerine bakınca ne demek istediğimiz anlaşılır: "Matrix", "Fight Club", "The 6th Sense"...Bu filmlerin herbiri, ama özellikle "Matrix", yönetmenlik ve senaryo bazında sinema tarihinde bi dönüm noktası oluşturmuş, kendinlerinden sonraki filmleri kökünden etkilemiş yapımlardır, kimilerince matrix-öncesi ve sonrası gibi tabirlerin kullanılması boşuna değildir. "Fight Club", uyarlandığı kitabı da okumuş bi insan olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki gelmiş geçmiş en başarılı uyarlama senaryoya sahiptir. "Matrix"in bilim kurgu sinemasına yaptığı etkiyi, "6.His" korku sinemasında gerçekleştirmiştir. Bu söylediklerimiz hem izleyiciler hem de eleştirmenler nezdinde, ezici bi çoğunlukta sabitken akademi bu üçlüden sadece "6.His"i en iyi film dalında, "Fight Club"la "Matrix" ise yalnızca teknik dallarda aday göstermiştir. "American Beauty", "Green Mile" ve "The Insider"ı geride bırakarak o yılki en iyi film ödülüne ulaşmıştır.

Bu yılki oscarlara gelirsek...Adayların nitelikleri gözönüne alındığında sayıyı 10'a çıkarmak için pek isabetli bi yıl değilmiş 2009 duyduğumuz kadarıyla. Ben hepsini izlemedim ama "Blind Side", "A Serious Man" gibi örnekler boşluğu doldurmak için seçilmiş gibi duruyorlar. "Up", aday gösterilmesindeki mantık anlaşılabilir olsa da muhtemelen gelmiş geçmiş en overrated filmlerden biri. "Avatar"la ilgili kanaatlerimizi evvelcene ifade etmiştik zaten. Sayının artmasının en iyi yanı, geçen yılın bence en iyi filmi olan "District 9"ın da kendine yer bulması oldu, başka türlü pek mümkün değildi. Gecenin galibi "Hurt Locker" kötü bi film olmamakla birlikte belli bi dramatizasyonu reddeden, haber programı misali bi filmdi. Millete de bu yönü orjinal geldi galiba, "Full Metal Jacket"dan beri çekilmiş en iyi anti militarist film olduğunu iddia edenler oldu. Yönetmenin törendeki teşekkür konuşmasıyla bu kanaatler artık göçmüştür heralde. Zaten iyi oyuncu olduğunu bildiğimiz Jeremy Renner'ın parlamasını sağlaması ve çok farkedilmeyen güzel müzikleri dışında önem atfeden bi film olmasa da "Avatar"a ve Cameron'a tercih edilmesi orjinal olmuş. Oyuncu seçimleri beklenildiği gibi gerçekleşti zaten, bi tek yardımcı kadın oyuncuda ben Gylenhall la Fermiga belki olabilir diye düşünüyodum ama Monique oldu. Bu arada Merly Streep'i her sene aday göstermekteki mantık nedir çözebilmiş değilim, hiç mi başka iyi oyunculuk sergilenmemiştir de dönüp dönüp bu kadın aday gösterilir anlamak kabil değil. Zaten vermiyosun, bari taze birini öne çıkar da yenilik olsun, yok!