Bazı
yönetmenler var, film aleminde genel olarak çok sevilseler de yaptıkları
işlerin çoğu bana bir türlü hitap edemiyor. Scorsese bir örnek, Guillermo Del
Toro bir başka örnek. Bir tanesi de Edgar Wright. İstisnasız yaptığı bütün
filmleri izledim, ama çoğunda birçok başka sinemaseverin gördüğü parıltıyı
göremedim. Bu yazının konusu olan "The World's End" ise yönetmenin
nezdimdeki favori filmi olma özelliğini taşıyor.
Orta yaş dönemini geride bıraktığı halde içindeki
gençlik ateşini söndüremeyen Gary'nin (Simon Pegg) eski günlerini yadetmek için liseden
arkadaş tayfasını toplamasının hikayesi "The World's End". Amaç doğup
büyünülen kasabanın tüm barlarını bütün bir gece boyunca gezip bitirmek. Simon
Pegg'in canlandırdığı Gary dışında bunu yapmak isteyen yok aslında, arkadaş
grubu dağılalı çok olmuş ve birçoğu Gary'ye kızgın. Ama gene de teklifi kabul
etmekten kendilerini alamıyorlar ve gece ilerledikçe kırgınlıklar da gün yüzüne
çıkıyor. Bir başka açığa çıkan şey ise büyüdükleri kasabanın son
ziyaretlerinden bu yana bir hayli değişmiş olması. Bu değişimin nedeninin
uzaylı istilası olduğunu anlamaları çok geç olmuyor tabii ki.
Edgar Wright'ın filminin güzel yanı, "Invasion of
The Body Snatchers"a saygı duruşunda bulunan bir bilim kurgu filmi kisvesi
altında yetişkinlik ve geride kalan gençlik üzerine bir öykü anlatmayı
başarabilmesi. Yönetmenin alameti farikası olan hızlı kurgu ve iyi diyalog
yazımının en kıvamında olduğu filmi bu. Simon Pegg, Nick Frost, Martin Freeman,
Rosemund Pike ve Pierce Brosnan'ın başını çektiği kastın iyi vakit geçirdikleri
aşikar. "Shaun of The Dead" ile başlayıp "Hot Fuzz" ile devam eden Cornetto üçlemesinin son halkasını oluşturan "The World!s End" kusursuz bir film olmasa da her şeyiyle eğlenceli vakit geçirtmek için tasarlanmış ve bunu da bir hayli iyi bir şekile kotarabilen bir film.