Pazar, Kasım 22, 2020

Borat Subsequent Moviefilm


İlk Borat filmini yarısında bırakmıştım. Kötü bir film olmasından ziyade gerisinde ne olduğuna dair bende bir merak duygusu uyandıramamasından ötürü devamını getirmemiştim. Ondan sonra ya da önceki herhangi bir Sacha Baron Cohen komedisine göz atmışlığım da yoktur. Bayağılığın sınırlarını zorlayarak habersiz üçüncü kişileri huzursuz etmek suretiyle günlük maskelerini düşürüp herkesi en çiğ haliyle gösterebilmesi ilginç ve eğlenceli anlara yol açabiliyor olsa da (bkz. "Who is America") totalde biraz yavan kalıyordu. O yüzden "Borat Subsequent Moviefilm"e karşı da biraz mesafeli yaklaştım ama gene de kaldırdığı tozdan etkilenerek izlerken buldum kendimi. İlk filmin ardından memleketi Kazakistan'ı küçük düşürdüğü gerekçesiyle hapse atılan Borat'a hükümet tarafından ikinci bir şans tanınarak ABD başkanına bir emanet teslim etmekle görevlendirilmesi noktasından yol alan film Borat'ın yolculuğuna davetsiz katılan kızıyla birlikte ABD'deki maceralarını anlatıyor. Trump yönetimine karşı en ufak bir sempatisi olmayan Sacha Baron Cohen'in politik karşıtlığını yarattığı karakter üzerinden ifade edebilmesinde takdire şayan bir şeyler var. Bel altına düşkünlükleri ayyuka çıkmış kimi üst düzey figürleri rezil edecek cüretkar ve tehlikeli birçok numarayı hikayesine yedirebilmesinin yanı sıra garip bir şekilde dokunaklı bir baba-kız öyküsü de anlatmayı başarıyor aynı zamanda. En olmaz noktalarda bile karakter içinde kalmayı başarabilen Cohen'in karşısında kızını canlandıran Maria Bakalova da ondan hiç geri kalmayarak filmin esas hazinesi olmayı başarıyor. Cohen'in mizah anlayışının herkese göre olmadığı aşikar ama bu filmde en azından hedefini daha net belirlediğinden olsa gerek tüm soytarılıklarının belli bir temele oturduğu eli ayağı daha yer tutan bir hikaye anlatmayı başardığını söylemek mümkün.