Cuma, Ocak 15, 2021

Gods of Egypt (2016) - Alex Proyas


Alex Proyas'ın kariyerindeki şimdilik son film olan "Gods of Egypt"in fragmanı ilk çıktığında ABD'de kopan gürültü Mısır'ın mitolojik tanrılarınının Anglosakson aktörler tarafından canlandırılması olmuştu, sanki filmin otantik bir tarihi öykü anlatma derdi varmış gibi. Sonuçta kurgunun kurgusu karakterleri olan bir film, tümüyle albino bir kast tarafından canlandırılsa ne olacak yani. Proyas ve yapımcı tayfası böyle aptalca tartışmalara taraf olmak zorunda kalırken benim fragmanı izlerken düşündüğüm şey ise Proyas gibi kariyeri ve yeteneği belli bir kalibrenin üstünde bir yönetmenin neden böyle "300" kopyası bir filmle karşımıza çıktığıydı. Beni bu duşüncelere gark eden öncelikli şey filmin fragmanıydı; Proyas'ın sonradan kendisinin de ifade ettiği üzere fragmanların filmi pazarlamadaki kifayetsizlikleri aşikardı. İkinci unsur ise bizzat Proyas'ın kendisiydi zira neticede vaktini hangi yeni projeyle değerlendireceğini seçenve nereden baksan hayatının en az 3 yılı vakfettiği aşikar olan oydu. Zaten "Gods of Egypt" da gösterime girip çıktığında küresel hasılatı bütçesini kurtaramamıştı, eleştirmen tayfası da acımasızca hırpaladı filmi. Proyas emeklerinin böylesine tefe alındığını görünce eleştirmenlere demediğini bırakmadı, iyice çirkinleşti hadise. Sonrasında zaten baya bir ortalıktan kayboldu, şu aralar kurduğu yeni yapım şirketiyle yeni bir filmin hazırlıklarına başlamış duyduğum kadarıyla.
 

İşin aslı şu ki öyle yerden yere vurulacak kötü bir film değil "Gods of Egypt". "Clash of Titans"ın Mısır menşeli versiyonu bir yapım özet itibariyle; Mısır mitolojisine özgü tanrı kralların kendi aralarındaki tepişmeleri konu edinen, tüm set tasarımı yeşil ekran vasıtasıyla gerçekleştirilmiş fantastik filmlerin bir başka örneği. Her ne kadar çok eleştirilmiş olsa da esasında şık bir oyuncu kadrosu var; Nicolaj Coster-Waldau, Gerard Butler, Elodie Yung, Geoffrey Rush, Rufus Sewell, Emma Booth, her ne kadar burada lüzumsuz efemine bir performans sergilese de rahmetli Chadwick Boseman ve güzeller güzeli Courtney Eaton her daim izlemesi keyifli isimler. Filmin sıradan ölümlü karakteri Bek'i canlandıran Brandon Thwaites dışında sırıtan kimse yok. Kamerasını nereye koyacağını bilen Proyas, özellikle tanrıların didişdiği sahneleri etkili şekilde çekmiş (ta ki CGI karakterler ekranı tümüyle teslim alana kadar, bu noktalarda resmen sürünüyor film). Belli bir düzeye getirilememiş olsa da Bek ile Horus arasında tutturulmuş bir ahbap komedisinden bahsetmek mümkün, izleyicisini sıkan bir film demek pek mümkün değil.


Öte yandan kendisini anlamlı kılacak bir varlık sebebi de yok filmin, kerameti kendinden menkul. Mısır doğumlu olan Proyas'ın doğduğu topraklara bir nevi minnet borcu ödeme çabası gibi duruyor en fazla, onun dışında kendisini benzerlerinden ayıracak bir hususiyeti yok. Mısır mitolojisinin Yunan mitolojisine nispetle yeterince pop kültüre mal olmamış olması, görece az bilinirliği de filmin aleyhine işleyen bir faktör; bir Zeus, Hades vs. deyince insanın kafasında bir şey canlanıyor, Horus ya da Set için aynı durum söz konusu değil maalesef. Belki de Proyas ın amaçladığı şey de bu zengin mitolojiyi geniş kitlelere aşina kılacak bir film yapmaktı, kim bilir. Fakat bunu yapabilmenin yolunun bu senaryonun çok daha az ciddi, kendiyle eğlenebilen, Indiana Jonesvari bir versiyonundan geçtiğini söylemek mümkün.