Yağmur ve Durul Taylan ismini ilk "Sır Dosyası" isimli dizinin jeneriğinde gördüğüm zamanı hatırlıyorum. Her ne kadar hiç izlememiş olsam da bariz "X-Files" apartması olduğu aşikar olan dizi gene de dönemine göre alışılmadık görsel kalitesiyle dikkat çekmeyi başarmıştı zamanında. Sonrasında "Okul" ile bir başka Hollywood aşırması işe imza atsalar da gene de özendikleri şeye erişme yönündeki gayretleri takdire şayandı. Akabinde gelen "Küçük Kıyamet" ve "Vavien" ile yavaş yavaş sinemalarını oturtmaya başlayıp belli bir saygınlık düzeyine erişmişlerdi ama memleketteki film sektörünün ahval ve şeraiti onları televizyona ağırlık vermeye itti anlaşılan, son 10 yılı reytingi sağlam olsa da kalitesi tartışmaya açık dizilerle geçirdiler. Bu kadar zamandan sonra yanlarına "Masum" ve "Bir Başkadır" gibi son zamanların güzide yapımlarına imza atmış Berkun Oya gibi bir yazarı da alarak yeni bir film yapacakları haberi duyulunca tüm sinemaseverleri bir heyecana soktu haliyle. Sonuçta ortaya çıkan film bu heyecana değdi mi değmedi mi orası ayrı bir tartışma konusu.
Engin Günaydın tarafından canlandırılan Aziz ismindeki bir karakterin kız arkadaşından (İrem Sak) ayrılmaya çalışması ile açılan film Aziz'in ablası ve ailesi tarafından işgal edilen ev ortamıyla Haluk Bilginer, Öner Erkan ve Fatih Artman'ın hayat verdiği her biri ayrı bir garabet insanlardan müteşekkil iş ortamı arasında sıkışmışlığının öyküsünü anlatıyor. Yani en azından izleyende bunu anlatmaya çalıştığına dair bir intiba uyandırıyor ama açıkçası filmin takip etmeye niyetli olduğu bir hikaye izleğinden bahsetmek güç. Aziz başı çekmek üzere biri diğerinden geri kalmayan sosyal olarak uyum sorunu yaşayan bir karakterler galerisi var filmde. Bu karakterlere özel olarak odaklanan sahneler var ve bunlar bir araya gelerek bütüncül bir hikaye oluşturmaya didiniyorlar ama olmuyor. Öte yandan karakterlerle ilgili tekil sahnelerin bazıları o kadar iyi işliyor ki sadece bunlar için bile film tavsiye edilebilir ama bu durum "Azizler"e dair iyi yazılmış skeçler toplaması bir film intibasını değiştiremiyor ne yazık ki. "Leyla ile Mecnun"u andıran absürd mizahın çok iyi kotarıldığı yerler olmuş ama o dizinin formatı bu komedi anlayışına yaslanırken burda tüm etkinliğine rağmen biraz eğreti duruyor. Gene de sırf Göktuğ Yıldırım ismindeki genç arkadaşın büyük bir başarıyla hayat verdiği Denyo Caner karakteri için bile izlemeye değer bir film. Zaten müthiş bir oyuncu kadrosu var ; yukarıda saydıklarımızın yanı sıra Binnur Kaya, İlker Aksum, Okan Yalabık, Halit Ergenç ve Bergüzar Korel her biri kısa ekran süresine sahip ama akılda kalıcı karakterlere hayat veriyorlar, uzun zamandır bu kadar yetenekli insanın bir araya geldiği bir Türk filmine denk gelmemiştim. Keşke başarılmak istenen şey daha bir kafalarda netleştirilip önü sonu belli bir hikaye yaratılmaya odaklanılsaymış, bu oyuncu kadrosu ve yaratıcı ekiple tadından yenmeyecekmiş.