Salı, Ocak 19, 2010

Allah'ın Belası, Olmaz Olası Filmler - 1: Salò, or the 120 Days of Sodom

Bu basit bir kötü filmler listesi değil. Bu filmler, izlediğimde bende vakit kaybından da öte ciddi bir hata yapmışlık/günah işlemişlik, sinemaya hakaret ve bazıları hatra geldikçe tiksinme hissi uyandıran filmler. Bunların bazılarını izledikten keri cdlerini parçalamışlığım da vakidir, o derece travmatik bi deneyimdi yani. Gayrı paylaşma vaktidir, buyrun:



Marquis de Sade isimli edebiyat tarihin en sapık saçma figürüne ait aynı isimli kitabın Pier Paolo Pasolini isimli başka bir rahatsız hastalıklı karakterce yapılmış film uyarlaması. Hayatımda izlerken de izledikten sonra da midemin bu denli bulanmasına neden olan ikinci bir film yok. Sidik içme, bok yeme, homoerotik seks sahneleri, tecavüz, işkence, kafa derisi yüzme, dil kopartma vs. daha bir dolu iğrençlik. Ben mide sağlamlığı söz konusu olduğunda ortalamanın üstünde bir adam sayılırım, hatta bu anlamda sert filmleri severim de. Fakat bu filmdeki sahneler tasarlanışları ve sunumları ile o kadar beyin tahriş edici ki, filmin yegane gayesinin izleyicinin ruhsal ve zihinsel olarak ırzına geçmek olduğu aşikar. Kitabın insanların özünde iyi olduğuna dair felsefelere, filmin de faşist sistemlere karşı bir eleştiri olduğu söylenir ama bunların hepsi entel zırvalardan ibaret. Film güya perdede faşistleri tefe koyuyor ama en büyük faşizanlığı seyircisine uyguluyor. Sinema tarihinde ağzının ortasına sansürü çakmayı bundan daha çok hak eden bi film yoktur belki de.


Bu kadar attık tuttuk çuvaldızı da kendime batırmadan çekilmiyim sahneden. Ben bu filmin ne bok olduğunu izlemezden evvel biliyodum esasında, kestirebiliyodum daha doğrusu. Ama işte nedir ne değildir falan diyerekten merakım mantığıma galebe çaldı, yedik bi halt... Boşuna dememişler insanın başına ne gelirse ya meraktan ya "meraktan" diye...(Bu arada Michael Haneke de bu filmi favori filmleri arasında yadetmiş, gözümde az buçuk bi karizması vardı onu da heder etmiş oldu böylece)