Pazar, Aralık 05, 2021

Never Back Down 2: The Beatdown (2011) - Michael Jai White


Beklentilerinizi kalibre edip gözlerinizin yüksek bütçeli filmlerin sahip olduğu prodüksiyon kalitesini aramasının önüne geçebilirseniz direct-to-video filmlerinden belli ölçüde keyif almak mümkün. Tabii burada kastım aksiyonu ağırlıklı olarak dövüş sanatlarına yaslanan Van Damme, Scott Adkins vb. isimlerin başrolünde olduğu filmler. Michael Jai White de oynadığı her filmde varlığını hissettirebilen, dövüş sanatlarındaki yeteneğinin yanı sıra oyunculuğunu da takdir ettiğim bir isim. Dolayısıyla beni hakkında en ufak bir fikrim olmayan bir filmin (başrolünde Cam Gigandet ve Amber Heard'ün yer aldığı, Jeff Wadlow tarafından yönetilen 2008 tarihli "Never Back Down") video piyasası için çekilmiş devam filmini izlemeye iten yegane sebep de kendisinin filmin başrolünde yer almasının yanı sıra yönetmenliğini de üstlenmesi.


Hikaye Max isimli bir üniversite öğrencisinin promosyonunu yaptığı Beatdown adında underground bir MMA turnuvasının etrafında dönüyor. Max rolünde bugünün parlayan yıldızlarından Evan Peters'ı görmek hoş bir sürpriz oldu ama serinin ilk filminde de yer aldığını ve bu filmin de çekimlerinin Peters'ın patlama yaptığı American Horror Story den önce gerçekleştiğini öğrenince çok da yadırgatıcı bir durum değil. Bu turnuvaya katılmak isteyen güreşçi Mike (Dean Geyer) ile boksör Zack (Alex Meraz) kendilerini eğitmesi için bir MMA efsanesi olan ama şartlı tahliye ile hapisten çıktığı için bu işlere bulaşmayan Case'e (Jai White) başvuruyorlar. Case'in halihazırda iki öğrencisi var, ailesi ile geçim sıkıntısı içinde olan Tim (Todd Duffee) ve bir çizgiroman dükkanında çalışan ve kendisini dövmeye kalkanlardan Case'in yardımı ile kurtulan Justin (Scott Epstein). Böylelikle kendi dojosunu oluşturan Case aynı zamanda beatdown'un popülaritesinin de artmasına yardımcı oluyor. Fakat ırkçı güvenlik güçleri tarafından ikide bir taciz edilen Case aynı zamanda öğrencilerinden birinin kontrolünü kaybetmeye başlamasıyla da başını belaya sokmaktan kurtulamıyor.


İlk filmin senaryosunu da yazan Chris Hauty tarafından kaleme alınan "Beatdown"un problemi fazla hikayeye sahip olup yeterince dövüş içermiyor oluşu. Her bir karaktere kendince dertler verilmiş ve hepsine iyi kötü vakit ayrılmış hikayede ama sonuçta 100 dakikalık bir filmde 6-7 tane ayrı karakterle vakit geçirmeye çalışınca aksiyona da belli ölçüde yeriniz kalıyor ki onun büyük bir kısmını da numetalin çok da başarılı sayılamayacak örnekleri ile bezeli antrenman seanslarıyla doldurmuş yönetmen. Jai White'ın ırkçı polislere kafa göz daldığı bir sahne filmin potansiyeline dair güzel bir fikir veriyor aslında ama bunun dışında dövüş sahneleri itibariyle akılda kalıcı bir yanı yok ne yazık ki. Eldeki kadro da yetenekli aslında, Epstein ve Duffee zaten profesyonel sporcular, Geyer ile Meraz da dövüş yeteneği olan aktörler ama finaldeki turnuva Geyer'den gelen etkileyici bir final tekmesi dışında çok da iz bırakamıyor ne yazık ki. 3 milyon dolar bütçe ile 4 haftada çekimleri tamamlanan filmin dövüş provaları için iki hafta zaman ayrılabilmiş ki zaman kısıtı bu tarz b filmlerinin en yaman düşmanı her daim, dolayısı ile yönetmenin performansını değerlendirirken bunun göz ardı edilmemesi icap ediyor. Diğer taraftan  önceliklerini daha dikkatli seçerek zaman-bütçe ayarlamasını da ona göre yapmak da yönetmenin vazifeleri arasında ki bu noktada Michael Jai White'dan daha iyisini bekliyordum açıkçası. Yakında  buralarda değerlendiriyor olacağım gene kendisi tarafından yönetilmiş serinin bir sonraki filminde daha iyi bir iş çıkarmıştır diye umuyorum.